Çin’den Almanya’ya ‘Soğuk Savaş’ yargılaması

Almanya’da hükümet, ekonomik olarak Çin taktiğini değiştirmek için çalışmalar yürütürken, Çin’in Berlin Büyükelçisi Wu Ken, Almanya’nın Pekin’e karşı yeni taktiğinin Soğuk Savaş anlayışını yansıttığını ve iki ülke arasındaki ilişkileri tehlikeye atabileceği ihtarında bulundu. Çin, son 6 yıldır Almanya’nın en büyük ticaret ortağı olarak kayıtlara geçerken, Alman kamuoyu, son yarıyılda Rusya’ya enerji bağımlılığının “enerji kriziyle” sonuçlanmasının ardından Çin’e olan ekonomik bağımlılığı tartışıyor. Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı, ülkenin ekonomik olarak Çin taktiğini değiştirmek için çalışmalar yürütüyor. Almanya’da hükümet, Çin’in çiğ maddelerine, pillerine ve yarı geçirgenlerine olan bağımlılığı eksiltmek için Çin ile yeni bir ticaret siyaseti üzerinde çalışıyor. Bakanlık çalışanlarının hazırladığı 100 sayfalık kroki raporda, Alman-Çin ilişkilerindeki ekonomik bağımlılığa dikkati çekilerek, Çin’e olan bağımlılığın eksiltilmesi ve tedarik yollarının genişletilmesine yer veriliyor. Çin’in Berlin Büyükelçisi Wu Ken ise Alman Handelsblatt gazetesine verdiği görüşmede, Almanya’nın Çin’e karşı daha sert strateji farklılığı tasarısının, dünyanın ikinci ve dördüncü büyük ekonomileri arasındaki iş birliğini riske atabilecek bir “Soğuk Savaş” anlayışını yansıttığını aktardı. Alman medyasına yansıyan söz mevzusu strateji farklılığının “çok kaygı” verici olduğunu belirten Wu, bunun Almanya ile Çin’in ortak çıkarlarına hizmet etmeyeceğini vurguladı. Wu, Almanya’nın söz mevzusu kroki raporunun Berlin ile Pekin arasındaki rekabeti ve alan okumaları hakikatle hiçbir alakası olmayacak biçimde mübalağa ettiğini ifade ederek, “Gelecekte iş birliği için belli bedellerin ve insan haklarının ön şart olacağını da dinliyorum…. Ayrıca, en azından krokiye göre Almanya, Çin siyasetini gelecekte Amerika Birleşik Devletleri gibi eş düşünen bağlaşıklarla daha yakın bir biçimde koordine etmek istiyor. Bu, Alman hükümetinin bağımsızlığını kaybettiğini ve bunun yerine Çin siyaseti sorunlarında tamamen Amerika Birleşik Devletlerini takip ettiğini gösteriyor.” ifadesini kullandı. Çin’in Berlin Büyükelçisi Wu, Almanya’nın yeni Çin taktiğinde Alman işletmelerinin Çin’deki yatırımları mevzusunda bilgi paylaşımı ve stres testi tasarıyı mevzusunda ise, “Bunu yaparken, Alman hükümeti nihayetinde kendi kendisiyle çelişiyor… Bana göre bu, kuşkulu bir biçimde Soğuk Savaş anlayışını yansıtıyor.” dedi. Başta Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avustralya olmak üzere Batılı ülkeler, ekonomisini ve tesirini genişleten Çin karşısında daha sert davranış sergilemeye başlarken, Almanya’nın, ticari ilişkilerini siyasetten önde tutarak buna yaklaşmadığı kollanıyor. Çin’in Avrupa Birliği AB ülkeleri dahil olmak üzere, altyapı ve teknoloji gibi kritik sektörlerde de yatırım ve satın alma yoluyla Avrupa’da aktifliğini artırması, kamuoyunda uzun müddettir münazara mevzusu oluyor. Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’nın Çin ile ekonomik ilişkilerinin politik ilişkiler üzerinde tanımlayıcı bir rol oynaması da kıtada tenkitlere yol açıyor. Daha Önceki Almanya Başbakanı Angela Merkel, 16 senelik iktidarı yarıyılında Çin’i 12 defa ziyaret etti. Hükümet, insan haklarından ziyade ekonomik ilişkilere öncelik veriyordu. Merkel yarıyılı Çin siyaseti karşılar tarafından sıkça tenkit etilirken, Başbakan Olaf Scholz’un da Merkel’e eş bir yaklaşımla ticari balansları göz önünde bulundurarak Çin ile ekonomik iş birliğine devam etmesi dikkati sürüklüyor. AB, Çin’i birlik için mülakat ortağı olmakla beraber ekonomik ve sistemik bir rakip olarak görürken, ihracat ağırlıklı bir ekonomiye sahip olan Almanya, senelerdir Çin’in küresel ekonomiye açılmasından en çok faydalanan ülkelerden biri konumunda bulunuyordu. Alman otomobilleri ve cihazları Çin’de yoğun arz görüyor. Çin’e yapılan ihracat, son 10 senede Almanya’nın 2. Dünya Savaşı sonrası en uzun ekonomik gelişmesini dayanaklarken, Çin, 2016 senesinde Almanya’nın en büyük ticaret ortağı oldu. Almanya’nın Çin’e bağımlılığı dış ticaret, tedarik zincirleri veya büyük pazar mevzusunda dikkati sürüklüyor. Almanya’nın elektrikli arabalar için ehemmiyeti giderek artan lityum piller ve ender toprak elementleri gibi çiğ maddelerde dahi Çin’e “güçlü bir ithalat bağımlılığı” olduğu görülüyor. Geçen aylarda dünya çapında tedarik zincirlerini ciddi biçimde bozan Şanghay’daki Kovid-19 karantinası, Alman ekonomisinin Çin’den gelen ilk ve ara mahsullere ne kadar bağımlı olduğunu da ortaya koydu. Alman Dış Ticaret Odası AHK bilgilerine göre, Çin’de takribî 5 bin Alman firmayı faaliyet gösteriyor. Almanya’da 1,1 milyon karakter istihdam, Çin ile ticarete bağlı vaziyette. Çin pazarı, başta Alman araba üreticileri olmak üzere Alman firmaları için hem satış hem de sihrime açısından büyük ehemmiyet taşıyor. Alman firmaları, küresel pazar için Çin’deki en son teknolojileri geliştiriyor ve test ediyor. Çin, son 6 yıldır Almanya’nın en büyük ticaret ortağı olurken, iki ülke arasındaki ticaret hacmi geçen sene 245 milyar avroyu 246 milyar dolar aştı. Bu sebeplerden dolayı, Çin’in Alman ekonomisi için ehemmiyetini vurgulayan Alman iş dünyası da “Çin olmadan yapamayacakları” ihtarında bulunuyor. Resim: Reuters
BENZER HABERLER
-
Ataşehir Escort Bayanlarını: atasehirescortlari.com ‘da bulabilirsiniz.
-
İstanbul Escort ve Bayan Escort Aramalarınıza Artık SON Verebilirsiniz.
-
Kısmetse Olur’un Hazal’ı bacak dekoltesi ile olay yarattı! “Tanrıça diye sana taparlardı..”
-
AB’de yeni otomobil satışları yüzde 12 arttı
-
Müge Anlı’da akıllara durgunluk veren savunma! “Annem de eski kocama kaçtı”
-
TikTok’ta uyuyarak 400 bin dolar kazanıyorlar
YORUM BIRAK
YORUMLAR
Hiç yorum yapılmamış.