Hastalıklı bir anne oğul ilişkisi ve trajik bir son


28 Eylül 1921 senesinde dünyaya gelen Kabaya Baekeland, evvelleri sıradan bir hayat yaşıyordu. Ancak henüz 11 yaşındayken babasının intiharı ve annesinde baş gösteren psikolojik meseleler hayatını makûs bir noktaya çekti.
Erken gelen faciaya karşın Kabaya, annesi ile New York’a taşındı. Çok hoş ve alımlı bir kadındı ve kendisi için zengin bir yaşam arzuluyordu. Kabaya, New York’ta zengin ve köklü bir ailenin çocuğu ile tanıştı; Jacob Astor IV. Genç adam zengin, uslu, entelektüeldi. İkilinin arasında bir aşk başlamıştı ancak Kabaya daha aşırısını istiyordu. Jacob’ın onunla evlenmesi için hamile taklidi dahi yaptı. Tasarı işe de yaradı ve çift evlendi; Kabaya istediği hayata sahip oldu.
Zengin ve cümbüşlü bir hayat sürdüren Kabaya’nın neşeyi çok uzun sürmedi. Hoş suratı, süratle sosyeteye girmesini ve yükselmesini sağladı ama onlarla süre geçiren insanlar hem Jacob’ın hem de Kabaya’nın meblağsız tutumlarını fark etmeye başladı. Bu balanssız hareketleriyle çiftin bir çocuk sahibi olmamaları gerektiğini düşünüyorlardı. Ancak 1946 senesinde Kabaya hamile kaldı fakat çiftin psikolojisi iyi değildi; çocuk, daha büyük meselelere yol açtı.
Oğulları Anthony doğduğunda acıklı bir biçimde bitecek vakalar başlamış oldu. Kabaya oğlu gelişirken kerelerce kere kendini öldürmeye çalıştı, Tony’nin de vaziyeti iyi değildi; ufak yaşlardan itibaren hayvanlara hasar vermekten neşe alıyordu. Ancak çift, oğullarında bir problem olduğunu kabul etmek yerine yalanladılar ve her şey banal gibi davrandılar.
Tony, 20 yaşına geldiğinde biseksüel olan bir adamla yakınlık kurdu ve bu hareket annesi Kabaya’yı çileden çıkardı. Kabaya, oğlunun eşcinsel yönelimini “iyileştirmek” için büyük bir gayret tüketmeye başladı ki bu her şeyi daha da güçe soktu. Hatta Kabaya’nın oğlunu eşcinsellikten kurtarmak için onunla ensest bir ilişki yaşadığına dair iddialar da var.
Resimde Kabaya ve oğlu Tony görülüyor.
Tony, arada annesini yatıştırmak için kadınlarla da birlikte oluyordu. Slyvie adlı bir kadınla çıkmaya başlayınca Kabaya mutlu olmuştu. Ancak işler yeniden karıştı zira Kabaya’nın eşi başka bir deyişle Tony’nin babası Jacob, karısının bitmek öğrenmeyen sorunlarından usanmıştı ve oğlunun kız dostu olan Slyvie ile bir ilişki yaşamaya başladı.
Kabaya ilişkiyi bildikten sonra kendini öldürmeye çalıştı ancak zaferli olamadı ve çift parçaladı. Jacob, Sylvie ile evlendi ve bir çocukları oldu. Kabaya’nın vaziyeti daha da makûslaştı. Tek makûslaşan Kabaya değildi giderek Tony’nin de psikolojisi parçalıyordu. Babası, oğlunda netlikle bir mesele olduğunu öğreniyordu ama takviye etmek yerine yeni ailesine odaklanmayı terchi etti ve daha önceki meseleli ailesini yalanladı.
En sonunda Tony’ye konulan şizofreni tanısı ve Kabaya’nın giderek daha da artan hakimiyetçi tavırları vaziyeti daha da makûslaştırdı. Tony, annesini bıçakla tehdit etmeye ve otomobillerin üzerine atmaya başladı. Bir gece Tony ve Kabaya münakaşa ederken, Tony hakimiyetini yitirdi ve annesini bıçaklayarak öldürdü.
Tony, annesini acımasızca öldürdüğünü itiraf etmesine karşın, kabahatinin ciddiyetini anlayamamış gibiydi. Sanki hakikatlik duygusu yok gibiydi. Brixton cezaevinde nezaretindeyken dahi ziyaretçilere annesinin nasıl olduğunu ve hayatta olup olmadığını sordu.
Tony, cinayetten kabahatli bulundu ve köklü aile geçmişi sayesinde ödünlü bir cezaevi olan Broadmore’a mahkum edildi. Daha sonra yapılan mahkemeye katılan büyükannesi, torununu hoşlandığını ve ona göz kulak olabileceğini söyledi ama yanılıyordu. Duruşma, us sıhhati iyi olmayan bu genci, koşullu tahliye ile yaşlı büyükannesinin evine gönderdi. 87 yaşındaki büyükannesiyle yaşamaya başlayan Tony kısa vakitte acayip davranmaya başladı; ne psikiyatr ne de büyükanne ona destekçi olamadı.
Tony, büyükannesiyle yaşamaya başladığı altıncı günde hakimiyetini kaybetti ve münakaşa ettiği büyükannesini sekiz kere bıçakladı. Polis, vaka yerine eriştiğinde Tony hâlâ can çekişen kadının başındaydı ve onun bir cinsli can vermediğinden şikâyet ediyordu. Tony daha sonra büyükannesini öldürmenin nazik bir hareket olduğunu düşündüğünü söyledi ve hatta büyükannesi ile beraber olmak istediğini itiraf etti. Bu arada yaşlı kadın baht yapıtı hayatta kaldı.
Bu son hadiseden sonra artık Tonny’nin artta kimse kalmamıştı. 33 yaşındayken müebbet mapusa çarptırıldı. Tony, 20 Mart 1981’de, saat 15.30’da kafasına sıkıca sarılmış bir plastik torba ile cansız bulundu. Ancak Tony Baekeland’ın acımasız vefatının intihar mı yoksa cinayet mi olduğu doğrulanmadı.
Netice olarak; anne-oğul üzücü bir hayat yaşadı ve aynı biçimde hayatlarını sonlandırdı. Tony’nin us sıhhati meseleleri ailesinin onu umursamama etmesinden mi yoksa genlerinden mi geliyordu? Bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz…
Kaynak: History By Day
Resimler temsilidir



-
Ataşehir Escort Bayanlarını: atasehirescortlari.com ‘da bulabilirsiniz.
-
İstanbul Escort ve Bayan Escort Aramalarınıza Artık SON Verebilirsiniz.
-
Kısmetse Olur’un Hazal’ı bacak dekoltesi ile olay yarattı! “Tanrıça diye sana taparlardı..”
-
AB’de yeni otomobil satışları yüzde 12 arttı
-
Müge Anlı’da akıllara durgunluk veren savunma! “Annem de eski kocama kaçtı”
-
TikTok’ta uyuyarak 400 bin dolar kazanıyorlar