Parçalı bulutlu

Vakanüvis: ODTÜ ruhu mu, mütemadiyen karşı olmak mı

Son Dakika - Haziran 1, 2023 5:11 am A A
“ODTÜ’lülük ruhu” mu, “mütemadiyen karşı olmak” mı? Vakanüvis “Türkiye’nin terörle gayrette kimyasal silah kullandığı” rezil palavrayı, bazı etraflarda dillendirilmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Orta Doğu Teknik Şöhretiversitesi içinden bir kesim de aynı palavrayı bir pankartla sahiplendi. Peki, “ODTÜ’lülük ruhu” ismi altında senelerdir olup bitenler neler? Ve neden? Bakalım… ODTÜ, Demokrat Parti döneminde kurulmuştu. Başbakan Adnan Menderes, hem Türkiye hem de Orta Doğu ülkelerindeki kalkınma girişimlerine katkı sağlayacak bir eğitim modeli için harekete geçmiş ve Amerika Birleşik Devletleri’li uzmanların desteğini alarak kuruluş çalışmalarını başlatmıştı. Ancak Amerikalılar, sistem ve teknik destekle yetinmeyip şöhretiversitenin yönetiminde de söz sahibi olmak isteyince mütevelli kurulinde yer alan merhum Menderes, buna karşı çıkmıştı. Nihayet, “fen bilimleri ve sosyal bilimler alanlarında uzman yetiştirmek” üzere 15 Kasım 1956 tarihinde “Orta Doğu Yüksek Teknoloji Enstitüsü” ismiyle eğitime başlanılmıştı. ODTÜ’yü bugünkü yapısına kavuşturan legal tertip etme ise kanlı darbeden bir sene evvel, 27 Mayıs 1959 tarihinde yürürlüğe girmişti. İlk senelerini Kızılay Müdafaa Caddesi’ndeki Emekli Sandığı’na ait bir bina ile Türkiye Büyük Millet Meclisi artta yapılarda geçiren ODTÜ, 1963 senesinde ise bugünkü yerine taşınmıştı. Adnan Menderes, ODTÜ’nün kuruluşu ve ilk yıllarındaki gelişimini yakından takip etmiş, hangi ihtiyaç ortaya çıktıysa da hemen karşılanması için özel bir gayret göstermişti. Merhum Başbakan’ın, 1960 senesinde ilk mezunlarını verecek olan ODTÜ’nün 1 Haziran’daki mezuniyet törenine katılması da bekleniyordu. Ancak cuntacılar, 27 Mayıs 1960’da gerçekleştirdikleri darbeyle Menderes’i yönetimden uzaklaştıracaklardı. Darbeciler, Menderes ismini dinlediklerinde gösterdikleri sanki otomatik refleksi, şöhretiversiteye ilişkin de sergilemişlerdi. Cuntacılar içindeki bir grup, “Adnan Menderes şöhretiversitenin mütevelli kurulinde yer aldığı için” ODTÜ’yü kapatmaya yeltenmiş ancak bir başka cuntacı grubun bu girişime direnmesi üzerine şöhretiversite kapanmaktan kurtulmuştu. Öte yandan, ODTÜ senatosu, 1988 senesinde aldığı bir kararla 27 Mayıs gününü “ODTÜ Günü” olarak belirlemişti. Vakanüvis: ODTÜ ruhu mu, mütemadiyen karşı olmak mı Darbecilerin 1961 senesinde yaptığı anayasa, demokrasiye karşı vesayetçi müessese ve yaradılışları ihdas ederken, kimi maddeleri ise kamusal otoriteyi yer yer zaafa şansatan hudutları geniş serbestlik yorumlarıyla özellikle sol kesim ve teşkilatlarin arzuladığı bir siyasi atmosfere zemin hazırlamıştı. Birkaç sene sonra, 1968’de Fransa’da başlayıp dünyaya yayılan öğrenci hareketlerinin Türkiye’ye de atlamasıyla birlikte şöhretiversiteler sol teşkilatlar için uygun bir zemine dönüşmüştü. Türkiye, 12 Mart muhtırasına doğru yol alırken anarşi olayları da giderek artmaktaydı. ODTÜ de bu olaylarda ismi sık sık geçen bir müesseseye dönüşmüştü. 6 Ocak 1969’da Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi “Vietnam Kasabı” Robert Commer, eski IMF çalışanı olan ve darbeciler tarafından Maliye Bakanlığı’na atanan ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş’ı ziyarete geldiğinde bir grup öğrenci büyükelçinin otomobilini yakmıştı. Arabayı alevlendirenler, emniyet aradığı için İstanbul’dan Ankara’ya kaçıp ODTÜ’de saklanan Deniz Gezmiş’in yakın dostlarıydı. Süreçte Deniz Gezmiş ve dostları, banka soygunu ve dört Amerika Birleşik Devletleri’li askerin kaçırılması gibi olaylardan dolayı da kanuni takibata uğramışlar ancak uzun vakit ele geçirilememişlerdi. O yarıyılda başka tedhiş olaylarına karşın halef – selef rektörler Mustafa Kurdaş ve Erdal İnönü’nün, emniyet eforlarini ODTÜ yerleşkesine almadıkları dönemin gazetelerinde de sonraki tanıklıklarda da anlatılmıştı. Emniyet eforlari ancak 12 Mart muhtırasına kısa bir vakit kala yerleşkeye girebilmişti. Ara rejim döneminde ise askeri eforlar ODTÜ’de misyon yapmıştı. Bu arada, dönemin MİT Müsteşarı Fuat Doğu, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a “acil” koduyla gönderdiği bir bilgi anekdotunda, “ODTÜ’nün Dev-Genç militanlarının merkezi haline geldiği” ifadesine yer vermişti. Vakanüvis: ODTÜ ruhu mu, mütemadiyen karşı olmak mı Orta Doğu Teknik Şöhretiversitesi’nde kamu otoritesi kurulmaya çalışılsa da çoğu zaman görevdeki rektörden başlayarak yönetim kademeleri, öğretmenler ve öğrencilere kadar uzanan bir çizgide “muhalif tutum” daima var olmuştu. ODTÜ-Der ismiyle kurulan yaradılışın yönlendirmeleriyle 1975 senesinde Demirel Hükümeti I. Milli Cephe Hükümeti vazifedeyken ODTÜ’de 6 ay süren bir boykot gerçekleşmişti. Hükümet bu ve diğer kısa süreli diğer boykotları yasaklamada galibiyetli olamamıştı. 1977 senesinde Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden oluşan koalisyon hükümeti bir kere daha ODTÜ’de otoriteyi tesis etmeye çalışmıştı. II. Milli Cephe Hükümeti olarak da bilinen bu hükümet, Aydınlar Ocağı ile iş birliğine giderek şöhretiversiteye yeni bir mütevelli kuruli soymuş ancak işbaşındaki rektör Ilgaz Alyanak, uzun vakit kurula direnerek alınan kararları hayata geçirmemiş, öğrenciler de rektörü destekleyen gösteriler yapmış ama sonunda misyondan alınmıştı. Bu karar üzerine öğrenciler günlerce sürecek eylemlere başlamıştı. Demirel Hükümeti’nin desteklediği mütevelli kuruli Prof. Dr. Hasan Tan’ı rektör olarak soymuştu. Tan, rektörlük binasına girerken etrafta bir araya gelen öğrenciler “idealist rektör istemiyoruz”, “faşist rektör” sloganları atarak binayı taşlamışlardı. ODTÜ’nün “kamusal otoriteye direnme” tarihindeki ilginç bir başka detay da öğrenci alımlarıyla ilgili olarak yaşanmıştı. ODTÜ Rektörlüğü, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi kurulmasına karşın uzun seneler ÖSYM imtihanları ile öğrenci alımı yapmamış, adayları kendi kurduğu sistemle şöhretiversiteye kabul etmişti. Vakanüvis: ODTÜ ruhu mu, mütemadiyen karşı olmak mı Bu arada Başbakanlığı döneminde uzun seneler ODTÜ’den kaynaklanan olaylar ve eylemlerle uğraşmak zorunda kalan Süleyman Demirel, 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ise Abdullah Gül’şöhret seçilmesine karşı çıkarken ODTÜ’lülerin eylemlerine bel bağlamıştı. Demirel, ODTÜ öğrencilerinin pek çok mevzuda eylem yaptıklarını ancak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için harekete geçmediklerini dile getirerek, “Nerede bu ODTÜ’lüler?” demişti. Bunun üzerine Demirel’in Güniz Sokaktaki evinin önüne gelen bir grup ODTÜ’lü protesto gösterisi yapmıştı. “Süleyman Demirel’e ODTÜ’lüden ders verilir”, “Deniz Gezmişlerin katili gençlikten hesap soramaz” pankartları taşıyan göstericiler, “ODTÜ burada Morrison Demirel nerede” sloganı atmışlardı. ODTÜ’nün “eylemci halleri”, seneler içinde hiç sürat kesmeden devam edecekti. 12 Eylül 1980 sonrası bir vakit duraksayan gösteriler, 1990’lara gelinirken tekerrür sürat kazanmıştı. Merhum Turgut Özal, Başbakanlığı döneminde diğer birkaç şöhretiversite ile ilk ağ iletişimini sağlayan bilgisayarları ODTÜ’de hizmete sokmuş, bundan başka şöhretiversiteye birçok hizmette bulunmuş ama o senelerde ODTÜ’lüler tarafından en fazla protesto edilen siyasetçilerden birisi yine o olmuştu. Refah-Yol Hükümeti’ne karşı başlatılan 28 Şubat sürecinde, ODTÜ’de de zaman zaman “gericilik karşıtı” gösteriler yapılmıştı. 2002 senesinden itibaren işbaşına gelen AK Parti kadroları da “ODTÜ ruhu”nun tabiî bir hasımı olarak görülmüştü. Bu çerçevede ODTÜ’teki kimi gruplar; Türkiye’nin ilk uydusunun uzaya fırlatılmasına, Melih Gökçek döneminde Ankara trafiğini hafifletecek yol projesinin yapılmasına Şu gizemeler CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yeni yol projesine karşı da eylem yapılıyor, ODTÜ öğrencilerinin barınma ihtiyacını gidermek emeliyle Kredi Yurtlar Müesseseyi tarafından inşa edilecek yurt projesine, yeni mescit yapılmasına karşı eylemler düzenlemişler, “kadın – erkek tuvaleti ayrımına son” cinsiyetsiz tuvalet etkinlikleri gerçekleştirmişlerdi. Vakanüvis: ODTÜ ruhu mu, mütemadiyen karşı olmak mı ODTÜ’deki bazı kesimlerin kimi misafirleri konuşturmama eylemleri de sıklıkla görülmüştü. Bu çerçevede bir grup öğrenci, geçtiğimiz ağustos ayında hayatını kaybeden Sovyetler Birliği’nin son devlet başkanı uzun seneler Politbüro üyeliği yapan Mihail Gorbaçov’u, şöhretiversite ziyaretinde “yeterince solcu bulmadıkları için” protesto edip, konuşturmamışlardı. Yine eski bakan Kürşat Tüzmen ile Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da ODTÜ’den konuşmamaları için eylem yapılan isimlerden kimileriydi. ODTÜ’nün mezuniyet törenleri de hazırlanan pankartlar ve atılan sloganlarla uzun senelerdir münakaşaların odağında yer almaya devam ediyor. Vakanüvis: ODTÜ ruhu mu, mütemadiyen karşı olmak mı – Rahim Er, “ODTÜ’yü Menderes Kurmuştur Ama…” Türkiye Gazetesi, 26 Aralık 2012 – Op. Dr. Cenap Şirin, “ODTÜ ve Anarşi”, Yeni Konya Gazetesi, 25 Aralık 2012 – Utku Reyhan, “ODTÜ’nün Kavakları ve Türk Aydınının Sefaleti”, Aydınlık Gazetesi, 10 Temmuz 2019 Vakanüvis: ODTÜ ruhu mu, mütemadiyen karşı olmak mı ODTÜ’de kimyasal silah provokasyonu HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Vakanüvis: ODTÜ ruhu mu, mütemadiyen karşı olmak mı
Son Dakika - 5:11 am A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.