18° Açık

“Türkiye olarak NATO’ya ciddi katkı sağlıyoruz”

Dünya - Mayıs 2, 2023 10:48 am A A
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı tarafından tertip edilen “İstanbul Güvenlik Forumu”nun açılışına çevrimiçi katılarak bir konuşma yaptı. Güvenliğin ilk çağlardan beri insanoğlunun en temel lüzumlarından birisi olageldiğini ve bunun bugün özellikle böyle olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, “1945’ten bu yana Avrupa’da ilk kere bu büyüklükte konvansiyonel bir savaş yaşanıyor. Nükleer savaş tehdidinden bile bahsediliyor. Öyle ki 1960’lı senelerde ‘misliyle mukabele’ doktrininin özümsendiği yarıyılda dahi bugünkü kadar gündeme gelmiyordu” ifadesini kullandı. Çavuşoğlu, beynelmilel sistemin baş döndürücü bir süratle değişirken krizler ve çatışmaların çoğaldığının altını çizerek, bunların yüzde 60’ının Türkiye’nin çevresinde yaşandığına işaret etti. Ukrayna’daki savaş henüz sona ermemişken, Sudan’da baş gösteren krizle gayret etmek zorunda kalındığının altını çizen Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Üstelik bugün güvenlik krizi dediğimizde, artık ananesel kalıplara girmeyen mevzuları da dikkate almak zorundayız. Kumpassız göç, salgın, abuhava farklılığı, besin ve enerji krizi ve atık meseleyi gibi mevzular hudut tanımadan, gelişmiş-az gelişmiş demeden, tam ülkeler için güvenlik denemeleri yaratıyor. Başka Bir Deyişle daha önceki dünyanın daha önceki meseleleri hala ayakta; bugünün ve yarının mevzuları da karşımızda. Dolayısıyla bugün güvenlik, sert güvenlik veya yumuşak güvenlik gibi ayrımları aşan, kapsamlı bir biçimde ele alınması gereken bir kavram artık.” Çavuşoğlu, mevcut şartlarda güvenliği temin etkenin üç yolu bulunduğunu düşündüğünü ve bunlardan ilkinin, ülkenizin tüm unsurlarıyla birlikte güçlü, caydırıcı ve dayanıklı yakalayabilmek olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, güçlü güvenlik eforları ve dayanıklı cemiyetin, aktif bir idareyle toplandığında galibiyetin de kendiliğinden geldiğini vurgulayarak, bu surattan korunma sanayisini öncelikli sahalardan biri olarak özümsediklerini dile getirdi. Çavuşoğlu, laflarını şöyle sürdürdü: “Bayraktar; Suriye, Libya, Ukrayna ve Karabağ dahil birçok ülkede ses getiriyorsa, adına Ukrayna’da şarkılar besteleniyorsa, insansız muharip uçağımız Kızılelma; tasarlanandan evvel hava testlerine başlayabildiyse, dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu denize indirilebildiyse; Hamle-2 helikopterini havada; ilk jet motorlu uçağımız Hürjet ve Ulusal Muharip Uçağımız Kaan’ı pistte; Altay tankını sahada görebildiysek, Korunma sanayisinde yüzde 80 ulusallık oranına erişebildiysek, herkese Türkiye’nin geldiği noktayı alkışlamak düşer.” Türkiye’nin mesul bir bağlaşık olarak her zaman bağlaşıklarının yanında durduğunu belirten Çavuşoğlu, Türkiye’nin de hayatsal güvenlik meselelerinin, aynı mesul tutumu ve dayanışmayı göstermeyi beklediğini aktardı. Çavuşoğlu, “Kimileri bizi hayal kırıklığına uğrattılar. Hala kendimi bağlaşıkların birbirlerine yaptırım uygulamamaları gerektiğini söylemek vaziyetinde bulmaktan gerçekten hicap dinliyorum.” diyerek, çağdaş teknolojik silah ve cephaneyi öncelikle Türkiye’nin korunması için yapıldığını kaydoldu. “Türkiye’nin korunmasının, NATO’nun korunması olduğunu da öğreniyoruz” değerlendirmesinde bulunan Çavuşoğlu, güvenliği temin etkenin ikinci yolunun ortak güvenliğin hem öznesi hem bitirici unsuru olabilmekten geçtiğini belirtti. Çavuşoğlu, NATO’nun, Soğuk Savaş ve sonrasında olduğu gibi hala tek ve başat oyuncu olmaya devam ettiğine işaret ederek, şunları söyledi: “Öteki bazı kuruluşlar, NATO’dan rol çalmaya dönük eylem ve söylemler içine girseler de NATO’nun transatlantik güvenliğindeki asli konumunun yıprandırılmasının olası olmadığını görüyoruz. Biz Türkiye olarak, NATO’ya ciddi katkı sağlıyoruz, sağlamaya devam edeceğiz. Önümüzdeki Vilnius Zirvesi’nin zaferi için çalışıyoruz.” Çavuşoğlu, Türkiye’nin NATO’ya kattığı eforun apaçık olduğuna dikkati sürükleyerek, “Türkiye’nin sorunlarının da NATO’nun sorunu olarak görülmesinin bir o kadar apaçık olması gerektiğini söylüyoruz.” dedi. Terörizmin, NATO’nun karşısındaki iki temel tehditten biri olduğunu ve tüm bağlaşıklarında da bu belayla gayrette yekvücut olabilmesi gerektiğini kaydolan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Terörizmle sahada samimiyetle gayret eden ülke, Türkiye’dir. Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin 51’inci maddesinden kaynaklanan hukuki müdafaa hakkımız kapsamında Suriye’de yürüttüğümüz harekâtlarda, 6 senede 17 bin teröristi tesirsiz hale getirdik. Son olarak DEAŞ’ın güya liderine yönelik Suriye’de asıllaştırdığımız harekât, bu kararlı çabanın son misalidir. Türkiye olarak, FETÖ’den DEAŞ’a, PKK/YPG/PYD’den Boko Haram’a ismi sanı ne olursa olsun tam terör örgütleriyle gayreti sonuna kadar sürdüreceğiz.” Çavuşoğlu, bugün tam bağlaşıklara çağrı yaptığını belirterek, “Terörle gayrette tek hakikat ortağınız, Türkiye, Türk devleti ve güvenlik eforlarıdır. Bağlaşığınızın yurttaşlarını, Avro-Atlantik güvenliği sağlamak için omuz omuza gayret verdiğiniz askerlerini şehit eden bir terör örgütü asla hukuki bir ortak olamaz. NATO Genel Sekreteri’nin Terörizmle Gayret Özel Temsilcisi görevinin ihdasını arzu ediyoruz. Bunu kendisine en son görüşmemizde, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda da söyledim. Bunun Vilnius Zirvesi’nde yaşama geçirilebilmesi yolunda çalışmalarımıza başladık.” diye konuştu. Soğuk Savaş’ın bittiği yarıyılda NATO’nun da rolünün artık kalmadığını korunan kesimler olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, ne kadar kusurlu tespitler yaptıklarını mevcut savaş şartlarında daha iyi gördüklerini belirtti. Çavuşoğlu, NATO’nun “beyin vefatı” yaşadığını korunabilen veya NATO’dan başka teşkilatların transatlantik güvenliği aynı biçimde temin edebileceğini düşünen kesimlerin hala mevcut olduğunu dile getirerek, Avrupa güvenlik mimarisinin arzu ettikleri seviyede işlemediğinin sarih olduğunu, bazısının ne yazık ki tamamen işlevsiz hale getirdiğini vurguladı. Ancak savaş devam ederken tertemiz güvenlik mimarisi tasavvurları yapılmasının usla anlamla bağdaştırılamayacağına dikkati sürükleyen Çavuşoğlu, “NATO’nun en ağırlıklı ve en stratejik ehemmiyet taşıyan bağlaşıkları arasında en önlerde yer alan Türkiye’nin transatlantik güvenliğe katkıları hayati kalite taşıyor.” dedi. Çavuşoğlu, güvenliği temin etkenin üçüncü yolunun da güvenliğe geniş bir perspektiften bakmak ve aktif çok taraflılık ile çözümler geliştirmek olduğunu belirterek, “Onurla ifade etmek isterim ki, Türkiye olarak bu alanda da lider bir ülkeyiz.” ifadesini kullandı. Türkiye olarak savaştan kaçan milyonlarca insana bir yandan ev sahipliği yaptıklarını, terörden temizletilen bölgelere gönüllü, gururlu ve tehlikesiz geri dönüşleri sağladıklarını belirten Çavuşoğlu, Somali’den Sudan’a ve Filipinler’e çatışmaların barışçıl çözümünü sağlamak, güvenlik ve huzur abuhavasını dominant kılmak için arabuluculuk yaptıklarını aktardı. Çavuşoğlu, küresel besin krizini, savaşın ortasında BM, Rusya ve Ukrayna ile imza atılan İstanbul Hububat Uyuşması sayesinde yasakladıklarını, böylece dünyanın her yerindeki her haneye eriştiklerini kaydoldu. Küresel atık krizine karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın liderliğinde geliştirilen Sıfır Atık yaklaşımının bir BM siyaseti haline geldiğine işaret eden Çavuşoğlu, bir “tehdit çarpanı” haline gelen abuhava farklılığı mevzusunda Paris Uyuşması’nı onaylayarak, küresel gayrete katkı verdiklerini belirtti. Çavuşoğlu, “Dolayısıyla rahatlıkla söyleyebiliriz ki; bugün Türkiye, tüm efor unsurlarını beraber kullanan, akil, müşfik, erdemli ve müessir bir efordur. Prensiplere sabreden beşeri duruşumuzla ve sahadaki asıllıklara cevap veren teşebbüsçü dış siyasetimizle küresel güvenliğin merkezi oyuncularından biri olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. * Haberin görselleri Anadolu Ajansı’ndan servis edilmiştir.
Dünya - 10:48 am A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.