Son dakika… Meclis Başkanı Şentop’tan başörtüsü önerisine ait açıklama Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti’nin başörtüsü ile alakalı Tüzük önerisine ait “Gerçekten bir çözüm isteniyorsa ve bir yasal tertip etmeyle bunun yapılması gerekiyorsa çözüm ancak Anayasal seviyede düşünülmelidir. Tüzük ile daha güçlü bir yasal güvence olur” dedi.Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Meclis Muhabirleri Derneği’ni ziyaret ederek, basın üyelerinin ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı. AK Parti’nin başörtüsü ile alakalı Tüzük önerisine ait muhalefet partilerinden buluşma arz etmesi ile alakalı yöneltilen suali cevaplayan Şentop, “Tüzük farklılığı önerisini tam politik partiler Tüzük komitesinde ve genel heyette görüşecekler. Lehte ve aleyhte görüşlerini ifade edecekler. Ben bu ziyaretlerin terbiye ziyareti olduğu kanısındayım. Olmaması, süreci doğrudan etkileyen bir husus değil” dedi.‘ÇÖZÜM ANAYASAL SEVİYEDE DÜŞÜNÜLMELİ’Başörtüsünü yasaklayan uygulamalar meselesinin uzun zaman evvel ortadan kalktığını ifade eden Şentop, “2012 senesinden itibaren kamuda her alanda, kamu misyonluları dahil her seviyede talebeler dahil olmak üzere Türkiye’nin gündeminden kalkmıştı.Başörtülü milletvekilleri de oldu. Bunun bir cemiyetsel uzlaşmayla, belki politik uzlaşmayla örtülü veya üstü sarih biçimde çözülmüş olduğunu söyleyebiliriz. ‘Yasal tertip etme gerekir ve bu kanunla olmalıdır’ diye bir öneri gelince, bu sefer değişik bir kavga başladı. Şayet bir yasal tertip etme gerekiyorsa, sanıyorum Meclis’teki tüm partiler ‘bir yasal tertip etme gerekir’ diye ilke olarak görüş açıkladılar. Sonra o tertip etmenin ne olacağı tartışıldı; kanun mu, Tüzük mü? Ben de bu mevzuda başörtülü hocalar ve talebelerle alakalı binlerce dava arzuhali yazmış biriyim. Kendi ailemde de var, çok yakın etrafımda da var bundan mağdur olanlar.Gerçekten bir çözüm isteniyorsa ve bir yasal tertip etmeyle bunun yapılması gerekiyorsa çözüm ancak Anayasal seviyede düşünülmelidir. Kanunla daha evvel sınanmış, 1980’lerin sonunda ve 1990’ların başında iki tane kanun tertip etmesi yapılmış, çözülememiş. Kanunla bu iş çözülememiş. Tüzük ile çözülmesinin bu bakımdan bir yol olarak düşünülmesi doğru olacaktır. Burada özgürlük getiren bir yasal tertip etme kanunla olmaz. Şayet onu kanunla yaparsanız, bunu kanuna sabreden bir özgürlük haline getirmiş olursunuz.Başkası da kanun farklılığı yaparak ve kanunu kaldırarak bir yasak getirmek suretiyle bunu kaldırır. Kanunla verilen-alınan bir serbestliğe indirgemiş olursunuz. Tüzük daha güç değişen bir metin. Dolayısıyla Anaysa ile daha güçlü bir yasal güvence olur” diye konuştu.