Mustafa Uslu o iddialara yanıt verdiMesane kanseri sebebiyle rehabilitasyon gördüğü sağlık kurumunda 25 Eylül 2012’de ölüm eden Türk Toplum Müziği’nin akılda adlarından Neşet Ertaş’ın yaşamını mevzu alan ‘İlginç Bülbül Neşet Ertaş’ filminin basın buluşması, evvelki gün Kanyon AVM’de yapıldı. Buluşmaya üretimci Mustafa Uslu, rejisörler Ömer Faruk Sorak, Berker Berki, oyuncular Çepere, Melisa Aslı Pamuk, Yüsra Geyik ve filmin senaryocuyu katıldı. Uslu, filmin ‘şahsiyet haklarını ihlal ettiği’ iddiasıyla duruşmaya taşınmasını ve sanatçının ailesinin iddialarına yanıt verdi.23 Aralık’ta vizyona girecek ‘İlginç Bülbül Neşet Ertaş’ filminde akılda sanatçının annesi Döne Ertaş’ı oynayan şarkıcı Çepere, “Neşet Akılda bana ‘Kara kızım’ diye seslenirdi. Onunla sözcüklere sığmayacak hoş bir ilişkimiz vardı. Ben filmde annesini oynuyorum. Bu projede yer almak benim için iftihar verici” dedi.Yüsra Geyik, “Ben Çepere Hanım kadar talihli değilim ne yazık ki. Keşke kendisiyle tanışma gururuna nail olsaydım. Öylesine hoş ve anlamlı bir proje oldu ki film hakkında çıkan spekülasyonlar film vizyona girmesiyle son bulacak. Ne kadar eleştiren insan varsa filmi izleyince duygulanıp, düşünceleri değişecek buna inanıyorum” biçiminde konuştu. ‘Ayla’ ve ‘Müslüm’ filmleriyle de tanınan üretimci Mustafa Uslu, filmin ‘şahsiyet haklarını ihlal ettiği’ mazeretiyle duruşmaya müracaat eten Ertaş Ailesi’nin iddialarına müteveccih şu ifadeleri kullandı:Bu insanlar son 15 senesinde Neşet Ertaş’ın yaşamında yok. Bu filmi hiç kimse durduramaz, hiç kimse yasaklayamaz. Neşet Ertaş’ın çocukları çıkıp ‘Babamız bu kitabı okumadı, onayı olmadan yazıldı’ filmin mevzu edindiği kitap dediler. Haysiyetsizleştirmek için her şeyi yaptılar. Kitabın ilk sayfasında Hüseyin Ertaş’ın ismi var. Bu kitaba Ertaş’a ait anekdotları veren Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş. Kitabı haysiyetsizleştirirlerse, film de otomatikman haysiyetsizleşecek. Bugüne kadar hep sustuk, artık insanların gözlerine baka baka palavra söylenmeye başladı.Büyük Akılda Neşet Ertaş’ın öyle bir vasiyeti yok. Bu insanlar Neşet Ertaş’ın yaşamında da yok. Son 15 senesinde babalarıyla kaç defa görüşmüşler sorar mısınız onlara? Ben size söyleyeyim bir kere. Can Vermeden kaç gün evvel geldiler sağlık kurumuna? Mesele. Can Vermeden üç gün evvel. Büyük akılda vefat döşeğindeyken imzası alınmış, tamamıyla palavra. ‘Büyük akılda 41 kiloyken, vefat döşeğinde imza alındı’ diye iddia ediyorlar. Beşiktaş 37. Noteri Mecidiyeköy’de, Neşet Ertaş’ın evine uzaklığı 100 metre. Ömrünün son yedi senesinde Neşet Ertaş’ın tam dokümanlarını orası hazırlıyor. Neşet Ertaş hiç 41 kiloya düşmedi. Filmin üretim sürecinde Neşet Ertaş’ın çocuklarıyla irtibata geçtiğini belirten Uslu, “Döne Ertaş, dört kere benimle görüştü ve her mevzuda anlaştık. Ayrıntısını vermeyeceğim. Eylül’nam 20’sinde biz bir masaya oturacaktık, Hüseyin Ertaş ise Almanya’dan gelecekti anma merasimleri için. Son dakikada benden Erol Parlak Hoca’yı bu projenin dışında vazgeçmemi istediler, kabul etmedim. Nazikçe yalanladım. ‘Yola çıktığım kimseyi satmadım, satmam’ dedim. Şimdi size soruyorum, o zaman ‘Vasiyet’ yok muydu? Bayram Bilge Tokel benimle üç kere görüştüğünü, uçakla Ankara’dan İstanbul’a geldiğini söylüyor. Ona deli paralar öneri ettiğimi söylüyor. Madem böyle bir vasiyet var neden bana ‘Bu işin peşini vazgeç, vasiyet var’ diyemiyorsun? Duygusal done gerekliydi onlara, bu vasiyeti öne sürdüler. Tamamen Erol Parlak hadisesinden sonra, yolumdan dönmeyeceğimi söyledikten sonra oldu” yorumunda bulundu. Meşru sürece de değinen Uslu, “Biz Büyük Akılda Neşet Ertaş’ı asla incitecek bir şey yapmadık. Ona yakışan bir film yaptık. Bu filmi hiç kimse durduramaz, hiç kimse yasaklayamaz. Bu sözü ben demiyorum Yüksek Duruşma diyor. Türkiye Cumhuriyeti ismine Yüksek Duruşma diyor ki, bu filmi yasaklayamazsın, sansüre girer, bilirkişiler izlemeden içinde ‘Şahsiyet Hakları İhlali’ olup olmadığını kavramadan manilersen, sansüre girersin diyor. Sene 2022, bir filme bir sanat yapıtına sansür uygulanmaya çalışılıyor.Yüksek Duruşma’nin kararı burada; bu film netlikle bilirkişiler tarafından izlenip, araştırılmadan hakkında temkin kararı verilirse, sansür diye geçiyor kararda. Ne Yazık Ki karşı tarafın müzik firmasının kiraladığı avukatları devamlı basın ve sosyal medya yoluyla duruşmanın devam etmesine karşın bizim vizyona hazırlandığımız gibi bir algıda bulunuyorlar.Sanki biz, gafil, kanun tanımaz insanlarız. Niçin söyleyemiyorsunuz? Duruşmaların hepsi bizim lehimize devam ediyor. Senin absürt sapan arzların yalanlanarak devam ediliyor. Çocukları, Erol Parlak’ı çocukça kıskançlık nedeniyle istemedi. Erol Hoca’nın, Neşet Ertaş ile baba oğul ilişkisi doğmuş aralarında. Ailenin tabi ki parasal bir arzı oldu. Bu asıllaşsaydı dava süreci olmayacaktı. ‘Erol’u oradan gönder’ dediklerinde Döne Ertaş’ı dinleseydim, her şey yolunda gidecekti fakat ben kendi işime hıyanet etmiş olacaktım” dedi.