İçişleri Bakanı Soylu: Son üç senede 2 milyar dolar Amerika Birleşik Devletleri senatosundan PYD/PKK’ya para çıktıİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son üç senede 2 milyar doların Amerika Birleşik Devletleri senatosundan PYD/PKK’ya para verildiğini belirterek, “Amerika Birleşik Devletleri, terör örgütü ile birebir ilişki içerisinde kimsenin sesi çıkmıyor. İlk defa bu fırsat tutulmuştur. 300 seneden beri ilk defa Batı ile aramızdaki ekonomik makas kapatılmaktadır. Biz gelişirken onlar yerinde durmaktadır.” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir otelin açılışına katılmak üzere Erzurum’a geldi. Bakan Soylu’yu havaalanında Erzurum Valisi Okay Memiş, Erzurum Megakent Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, protokol, müessese amirleri ve AK Partililer karşıladı. Bakan Soylu, havaalanından açılışı yapılacak otele geldi. İlk olarak otel açılışında konuşan Bakan Soylu, “Iğdır’da şehit Piyade Sözleşmeli Er Erhan Çiyapul’un ailesi tarafından evlatlarının ismine yaptırılan cami ve Kur’an kursunun açılışından geldik. Şehit annesi bugüne kadar devletin şehitlere verdiği hiçbir tazminatı almadı ve evladını işe koymadı. Türkiye’nin gelişip yükseldikçe yarınlarına daha güçlü bakıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çocukluk ve gençlik senelerimizde analarımızın, babalarımızın hayal dahi edemedikleri Türkiye ile buluşturdu. Batı ile aramızdaki makası küçültüyoruz. Altyapımızla, üstyapımızla, otellerimizle turizm ve tatil beldelerimizle, yapımımızla, istihdamımızla, ihracatımızla. İhracatımız 250 milyar doları aştı. Bunlar öyle kolaya indirgenecek sayılar değil. 39-40 milyar dolarlardan 250 milyar dolara, dünyanın büyük krizler içerisinde bulunduğu ekonomik dilimler içerisinde. İstihdamımız 31 milyonu aştı. Türkiye için bu sayılar kolay erişebilecek sayılar değil. Erzurum’da turizm otellerinin yatak kapasitesi 12 bini aştı. Bunlar büyük ve ehemmiyetli işler. Yatırımın olabilmesi için bir ülkenin alt yapısının olması gerekli. Sağlık Kurumularının, yollarının, havalimanlarının ve bilumum alt yapılarının, üniversitelerinin olabilmesi gerekli.” diye konuştu.Türkiye’nin büyük bir devrim asıllaştırdığını belirten Bakan Soylu, “Buna başkalaşım demek haksızlık olur, buna büyüme demek de haksızlık olur. Bu büyük bir devrimdir. Bu büyük devrimin sahibi bu aziz millettir. Bu büyük devrimin idareyicisi değerli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu büyük devrimin bugünkü yüklenicileri de Cumhur İttifakı’dır. Bu halk büyük bir millettir. Umudunuzu ne olursunuz yüksek tutun. Şayet umut olmasaydı bu otel yapılamazdı. Şu Palandöken Dağı’nın cesareti kadar cesaretli olmalıyız. Hiçbir zaman cesaretimizden, gücümüzden geri durmamalıyız. Arafat’ta Safa’yla Merve arasında hervele yapıyoruz. Bize çok kasvet sürüklettiler. Fırsat buldukça dinimize, birliğimize, beraberliğimize saldırıyorlar. Fırsat buldukça uygarlığımıza, anane, görenek, geleneğimize saldırıyorlar. Hepsini berhava ettik. Şimdi hervele zamanı. Şimdi çalımlı yürümek zamanı. Şimdi çevremizdeki coğrafyaya özgüvenimizi tattırmak zamanı. Batı’nın çevremizdeki coğrafyadan elini sürükletmek zamanı. Kardeşlerimizle, tam Müslümanlarla, Türk devletleriyle, hep beraber geleceğe uzanma zamanı. Bu bizim omuzlarımızdadır. Tayyip Erdoğan gibi bir fırsatı bir daha tutamayız. Bu fırsatı Türkiye’nin asrına da bizden sonraki geleceğe de güçlü bir biçimde iletelim. İki şeye koşarak gidiyorum, bir tanesi şayet devlete, kamuya bağış yapılan bir eser varsa teşvik olsun diye gidiyorum. Değişiği de şayet özel sektörde hoş ve numune, şehrine, insanına moral veren, istihdam sağlayan yatırımlar varsa onlara da koşarak gidiyoruz. Bunları yaptıkça iki şeyi unutmayın; kurban kesmeyi ve hayır yapmayı” biçiminde konuştu.“PKK’nın partisinin bizi husumetlerle ve nefretle donatmaya çalıştığını gördük, bunu Mecliste yapan, masum yurttaşımıza yapmaz mı?”Açılışın ardından otelde sivil toplum kuruluşları ile bir buluşma hakikatleştiren Bakan Soylu, buluşmada yaptığı konuşmada, “20 yıldır yapmadıkları hıyanet, 20 yıldır yapmadıkları reyin, 20 yıldır yapmadıkları filhakika kumpas tezgahı yapsalar da deviremediler, halkı deviremediler, hem de bu ülkenin geçmişte yaşadıkları acıları bir daha tekrar ettirebilecek bir unsuru hakikatleştiremediler. 27 Nisan’da sınadılar, Gezi hadiselerinde sınadılar. Gezi hadiseyi bütün bir kalkışmadır. PKK’nın, DHKP-C’nin, tam terör örgütlerinin içerisinde olduğu kalkışmadır. Ardından 17-25 Aralık bütün bir kalkışma, ardından 15 Temmuz. Bunların hepsinin artta Amerika var. Şimdi Avrupa’nın herhangi bir eforu yoktur. İstemi söz mevzusu değil, yalnızca küpedir, taşıyıcıdır. Batı’nın getirdiği Amerika ve Avrupa’nın götürdüğü globalleşmenin tanımı şudur: Tek insan, teknik milliyet, onların tanımladığı teknik yaşam şekli. Başımıza FETÖ’yü sardılar. Başımıza sarmalarının nedeni Türkiye ele geçirmekti. Biz 16 devlet kurduk. Bu halkın bir devlet kurma hasreti ve özelliği var. Devrilirse yenisini kurarız, diyor. Devletimizi onun için ele geçirmek istediler. FETÖ’nün dünyaya ve Türkiye’ye getireceği iş şuydu; İslam’ı başkalaştırmak, peki PKK’nın yaptığı ney? Tam tezini Amerika’nın yazdığı bir kavrayış içerisinde doğu ve güneydoğuyu kendi inancından, kendi anane ve göreneklerinden, kendi bakışından, kendi tarihinden, kendi geçmişinden soyutlayıp kendi dininden ayırmaktır. Dinsiz bir teşkilattır PKK terör örgütü. Dün akşam Mecliste karşı karşıya kaldığımız PKK’nın partisinin nasıl kötüleler attığını, bizi husumetlerle ve nefretle donatmaya çalıştığını gördük. Bunu Mecliste yapan, masum yurttaşımıza yapmaz mı?” diye konuştu.“Türkiye iki şeyi iyi becerdi, bir terörün kafasına nasıl vurulacağını, iki darbecilerin kafasına nasıl vurulacağını”Bakan Soylu, konuşmasına şöyle devam etti: “Bundan dört sene evvel teröristler dağlarda dolaşamayacaklar göreceksiniz demiştim. Benimle dalga geçmişlerdi. Bildiğimiz vardı, İHA’larla teröristin belini kırdık. Erzurum, Tendürek, Karadeniz’de terörist yok tertemiz. Tunceli’de 5-6, Gabar’da 6 tane terörist kaldı onları da bitireceğiz. Tunceli’de Ali Boğazı’nda 1500 terörist var. Türkiye iki şeyi iyi becerdi, bir terörün kafasına nasıl vurulacağını, iki darbecilerin kafasına nasıl vurulacağını. Doğu ve Güneydoğu’daki üniversitelerdeki talebe rakamı son 5 senede yüzde 104 arkasıydı. Bizim misyonumuz çocuklarımızı teröriste kaptırmamak. Son üç senede 2 milyar dolar Amerika Birleşik Devletleri senatosundan PYD/PKK’ya para çıktı. Amerika Birleşik Devletleri, terör örgütü ile birebir ilişki içerisinde kimsenin sesi çıkmıyor. Biz adamlarını öldürüyoruz, komutanları taziyeye gidiyor, sonra da bize taziyede bulunuyor. Bunların hepsini kavrıyor ve görüyoruz. İlk defa bu fırsat tutulmuştur. 300 seneden beri ilk defa batı ile aramızdaki ekonomik makas kapatılmaktadır. Biz gelişirken onlar yerinde durmaktadır. Tayyip Erdoğan gibi liderler ülkelere asırda bir kazanç. Ülkeye özgüvenini kazandırmak kolay bir iş değildir. Ülkeye gelecek perspektifi kazandırmak kolay bir iş değildir. Bir ülkeyi ayaklarının üzerinde yakalayabilmek kolay bir iş değildir. Bir ülkeyi tacizlere karşı bariyer oluşturabilmek kolay bir iş değildir. Çevresindeki coğrafyadaki ateş topuna karşın, Suriye şu anda birtakım terör örgütlerinin bazı topraklarının elinde olduğu, kendi otoritesini dahi bütün anlamıyla sağlayamadığı bir ülke. Tam bunlara karşın, Tayyip Erdoğan ve Türkiye en güç işi becermiştir. Enerji krizinde Avrupa’daki meslektaşlarımızla konuştuğumuzda önümüzdeki sene çok daha büyük kasvetlerle karşı karşıya kalacaklarını söylüyor. Karşı karşıya kaldıkları yiyecek krizini kendi kendilerine çözebildiler mi? Çözemezler zira haysiyetleri yok. Onlar Türkiye’nin ayağına, Tayyip Erdoğan’ın ayağına gelmezlerdi. Ama baktılar ki tam dünya kendilerinin galibiyetsizlikleri çok güçlü bir biçimde suçlayacak, tıpış tıpış Tayyip Erdoğan’ın ve Türkiye’nin ayağına geldiler” biçiminde konuştu.“Ağlatan Ayasofya hatırası, Bakan Soylu gözyaşlarını yakalayamadı”İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dedesi ile Ayasofya hatırasını anlatırken gözyaşlarını yakalayamadı. Soylu, şunları kaydoldu: “Rahmetli dedem; İstanbul’da adettir. Dedeler torunlarını, bazen babalar evlatları, cuma günleri büyük camilere götürürler. Yalnızca namaz kılmak için değil, ecdadımızı neler vazgeçtiğini bir kere daha göstermek için, yalnızca namaz kılmak için değil, Cuma namazındaki o muhteşem toplulukta, o çocukların, o muhteşem topluluğun, o cemaatin, büyük kavrayışı ile bütünleşebilmelerini temin etmek için. Bir cemaat olmanın ne demek olduğunu, bir halk olmanın ne demek olduğunu, haftada bir gün omuz omuza, o insanların cuma namazında, değişik namazların dışında bir büyük topluluk halinde toplanmaların ne demek olduğu güçlü bir nesil yetiştirmek için giderdik. Süleymaniye’ye giderdik, rahmetli dedem anlatırdı, tarihini, nasıl yapıldığını. Edirnekapı’ya, Fatih Camii’ne, Sultanahmet’e gittiğimizde Sultan Ahmet’i anlatırdı. Bugün kü gibi anımsıyorum Sultan Ahmet’deri çıktık, rahmetli dedeme dedim ki ‘Şurayı niçin anlatmıyorsun.’ Başını öne eğdi dedem, ben küçük bir çocuğum o koskocaman adam ‘Allah allahın izniyle size orayı torunlarınıza tarif etmeyi kısmet etsin’, dedi. Orası Ayasofya’ydı. Ayasofya yalnızca fethin simgeyi değildir, bu ülkenin iffeti ve istikbalinin garantisidir. Tayyip Erdoğan bu ülkede inancıyla, çabasıyla öyle büyük adımlar atmıştır ki o adımlar yalnızca başlangıçtır. Korkmayacağız sinmeyeceğiz, nefsimizin tutsağı olmayacağız, akli melekelerimizle hırslarımıza değil, birliğimizi kurarak adımlarımıza devam edeceğiz.”