Esenyurt’ta Aleyna’ya çarpan birey 14 sene evvel de bir bayanı ezerek öldürdü

İstanbul’un Esenyurt ilçesinde 8 Kasım akşamı sanki cinayet kalitesinde bir kaza yaşandı. 21 yaşındaki Aleyna Nur Gökçe, evine dönmek için yolda süratlice yürüdüğü sırada, arabasıyla süraatle giden Sezer H. tarafından arabayla ezildi. Ağır yaralanan genç kız ihbar üzerine olay yerine gelen ambulansla hastaneye sevk edildi. Gökçe yoğun bakımda yaşam çabası verirken ilk olarak hür vazgeçilen sürücü Sezer H. ise savcılığın karara itirazda bulunmasının ardına hapsedildi. Genç kızın komada olmasına neden olan bireyin 24 yaşındayken, 10 Mart 2008 tarihinde Avcılar’da 66 yaşındaki Satı Yılmaz’a çarparak vefatına neden olduğu bilindi. Sezer H.’nin o yarıyıl çalıştığı firma için mülk dağıtımı yaptığı, karşı güzergahtan gelen vasıtaya yol vermek için kamyonetiyle geri geri giderken karşıdan karşıya geçmekte olan Yılmaz’a çarptığı ortaya çıktı. Sağ tekerin altında kalan Yılmaz, hayatını kaybetti. Aynı gün hapsedilen Sezer H. hakkında “Taksirle vefata neden olma” kabahatinden 2 seneden 6 seneye kadar mapus istemiyle dava açıldı. Bilirkişi raporunda, kaygısız ve itinasız seyri ve taşıtın ardı yeterince hakimiyet etmemesi sebebiyle sürücü hatalı bulundu. Ancak can verenin de karşıdan karşıya geçerken kaidelere uymadığı, sürücü geri giderken sinyal sesi verdiğinin anlaşılması, iki tarafta park etmiş taşıtların bulunması karşısında sürücü Sezer H’nin ikincil kusurlu olduğu kaydedildi ve birey 43 gün tutuklu kaldı. Esenyurt’ta otomobilin çarptığı genç kız yoğun bakımda 21 Nisan 2008’de tahliyesine karar verilen Sezer H. hakkında duruşma, 29 Temmuz 2008’de alt huduttan ceza verdi. DHA’nın aktarımına göre; Sezer H. iyi hal indirimiyle 1 sene 8 ay mapus cezasına çarptıran duruşma, şahsiyetini, sosyal vaziyetini ve suçlama sürecinde dinlediği pişmanlığı dikkate alarak cezayı 12 bin 100 TL adli para cezasına çevirdi. Öte yandan beyin kanaması, akciğer kanaması olan ve kafatasında, omuriliğinde, kalçasında, kol ve bacaklarında da kırıklar bulunan Aleyna Nur Gökçe için umut verici haber henüz gelmedi. Hastane önünde Aleyna’dan gelecek iyi haberi bekleyen baba Recep Gökçe, “Bu birey makas atarak giderken önü kapandığı zaman kendi vasıtasına hasar gelmesin diye vasıtayı sağ tarafa alıyor. Oraya taşıt girme yasağı var. O vatandaş frene bassa durabilir. Bu cinayet, kaza değil. Böyle bir kaza olmaz. Bir genç kızın bir sürü hayalleri var, benim kızımın hayalleri vardı. Yavrum benim sınavlara girdi, hostes oldu. Uçacaktı. Uçamadı, gitti. Hekimler müdahale ediyorlar. Bugün 8’inci gün. Neler sürüklediğimizi biz öğreniyoruz. Umutlarımızı hala yitirmiş değiliz. Bu birey daha evvel de başka birine çarpmış can vermiş. Kısa bir yarıyıl uyuyup çıkmış.” dedi. Kızına çarpan sürücünün kabahat dosyasının şişkin olduğunu söyleyen Gökçe, “Bunda gasp var, uyuşturucu var, hırsızlık var. Dosyası şişkin. Bize bunları söylüyorlar. Bu bir kabahat cihazı. Bu adam ehliyetsiz dolaşıyordu. Kaza olur, herkes yapabilir. Benim içim yanıyor. Beyinde küçük bir ışık var, o da bizi çok yaralıyor. Ne yapacağımızı öğrenemiyoruz. O hapsedilmiş, şöyle olmuş, böyle olmuş. Müebbet, ona 500 sene verseler benim kızımı geri getiremez. Nasıl getirecek, hayattan kopardı.” diye konuştu. Aleyna Nur Gökçe’nin ağabeyi Hakan Gökçe de, “Aleyna’nın gidişatında bir büyüme yok. Biz kapının önünden bir an olsun ayrılmıyoruz, hoş bir haber bekliyoruz. Hekim yaşadığı travmanın büyük ve ciddi olduğunu söylüyor. Ellerinden geleni yapıyorlar ama her an her şey için hazırlık olun da diyorlar. Allah’tan ümidi kesmeyip, hoş haber bekliyoruz. Benim içeride yatan canım.” dedi. Sürücünün hapsedilmesiyle alakalı ise abi Gökçe, “Hiçbir biçimde su serpilmiyor. Bizim canımızı bu kadar geç olması acıttı. Bizim emelimiz karşı tarafın başkalarına da hasar vermemesi. Geçmişte yaptığı bir kazadan dolayı bir başkasının canına mülk etmiş. Benim de kız kardeşim de şu an ipin ucunda. 35 yaşında, 2 bireyin de hayatıyla oynamış. Caydırıcı cezalar yok sanırım, kavramıyorum. Bir insanın hayatı bu kadar kolay olmamalı. Kaza olabilir ama bu kazalık bir vaziyet değil. İçkili araba kullanmak, ehliyetsiz araba kullanmak… Muhakkak bir sürat hududu var, o hududun üstüne çıkıyor. Trafiğe kapalı alana girip bir insana çarpıyor.” dedi. Hakan Gökçe, “Benim tam varlığım kız kardeşim. O doğduğunda ben 8 yaşındaydım. Elimde gelişti. Hayatla doluydu. İnsana mutluluk veren bir kızdı. Ben yalnızca kız kardeşim için demiyorum ama adalet istiyoruz. Evvel Aleyna için adalet istiyoruz. Cezalar caydırıcı olsun ki insanlar bir daha yapmaya korksun. Bu kazayı yapabilmek ismine elinden gelen her şeyi yapmış. Bugün Aleyna oldu, yarın bir başkası olacak. Bundan seneler evvel can veren şahıs Satı Yılmaz’dı. Bu kaza değil, bu cinayete girişim.” ifadelerini kullandı.