Yasemin Sakallıoğlu: Hayallerime karşı cesur ve yüzsüzümSosyal medyada milyonları peşinden çekiyor, sahne gösterilerinin biletleri çıktığı gün tükeniyor. Harbiye Açıkhava’da sahneye çıkan ilk kadın komedyen olarak ismini doruğa taşıdı. Son olarak Altın Kelebek Ödül Merasimi’ndeki performansıyla kendinden söz ettiren Yasemin Sakallıoğlu “Çok istediğim her şeyden çok korktum ama yapmaktan da çekinmedim” diyor. Hürriyet’deri Gizem Coşkunarda’nın röportajı…Geçen hafta tertip edilen Pantene Altın Kelebek Ödül Merasimi’ne katıldım. Senenin ‘en’lerine ödüllerinin dağıtıldığı gecede her şey çok neşeli, organizasyon çok hoştu. Geceye renk katansa son yarıyılda kadın komedyen dendiğinde akla gelen ilk adlardan Yasemin Sakallıoğlu’nun performansıydı. Ödül alanlara takıldı gece boyu; bir anda üzerine dönen sahne ışıklarıyla, bazen sahneden bazen balkondan, bazen izleyicilerin arasından…Samimi, nahif ama kendisiyle çekinmeden dalga geçebilen bir güldürüsü var. Sahne gösterilerinin yanı gizeme sosyal medyada içerik üretmeye devam ediyor. Paylaştığı videoları bizler kadar toplum dünyasından tanıdığımız ünlü adlar da hoşlanıyor… Yarattığı Karadenizli kadın şahsiyet, cemiyetin her kesiminden insanı tutuyor. Yasemin Sakallıoğlu’yla son senelerde doruğa tırmandırdığı kariyerini ve yoğun programını konuştuk.*Pantene Altın Kelebek Ödül Merasimi’ndeki performansınız çok hoştu. Kendi gösterileriniz daha çalışılan bir metin üzerinden ilerlese de ödül gecesi doğaçlama güldürünüzün kanıtı kalitesindeydi sanki. Sizin için nasıl bir geceydi?Sarihçesi benim de ne yapacağımı çok merak ettiğim bir geceydi. Kimlerin ardından konuşacağım emindi ama o bireylerin nasıl konuşmalar yapacağı belirli değildi. O surattan yalnızca izleyenler için değil, benim için de sürprizli bir performanstı.‘Doğru Koca Nasıl Seçilir’ turnesi kapsamında Sakallıoğlu İstanbul, Ankara, Mersin ve Trabzon’un yanı gizeme Londra’dada seyirciyle buluşacak.*Bankadaki işinizden böldükten sonra, sosyal medyada milyonları peşinizden çekmeye başladınız, dizilerde rol aldınız, stand-up gösterileriniz başladı, yurtdışında sahneye, Harbiye Açıkhava’ya çıktınız, bir roman yazdınız ve bir Sinema filminin hem başrolüydünüz hem senaryocuyu… Bir de o süreçte evlendiniz. Gizemelerken ben zorlandım, siz bu tempoyu nasıl idarıyorsunuz?Yaptığım şeylerin tadını çıkarabildiğim değil de daha çok onların temposuna ayak yalana çalıştığım bir yarıyıldayım. Bu sektörün şöyle bir balansı var bence: Ya bir şeyleri arkasını arkasına yapabiliyorsunuz ya da karşınıza hiç fırsat çıkmıyor. O surattan ben bu ilk alternatifin hakkını vermeye çalışıyorum.“Gülünç bir tip gördüğümde onu şahsiyete dönüştürmek ve hikâyesini irdelemek isterim.”*Hakikatine bakarsanız şu an kariyerinizde belki de en güç noktadasınız. Bundan sonra seyircinin alakasını ve sevgisini daim etmek için neler yapacaksınız?İşte meşhur anksiyete tetikleyici sual gülüyor… Bunu düşünmeden, yalnızca dün yaptığımdan aşırısını yapmaya çalışıyorum. Bunun uzun vadede bana fayda sağlayacağına inanıyorum.*Sizi evvel sosyal medyada tanıdık, sonra sahneye geçtiniz. İlk gösterinizi anımsıyor musunuz? Ne kadar sıkıntılıydınız, dolar mı dolmaz mı coşkuyu yaşadınız mı?İlk gösterimin biletleri 36 saatte tükenmişti. Daha bu işin en başında seyircim hayalime sahip çıkmıştı fakat ben çok korkuyordum. Beni bu fobi tetikledi. Ben çok istediğim her şeyden çok korktum ama yapmaktan da çekinmedim. Hayallerime karşı cesur ve yüzsüzüm.Sakallıoğlu ve rejisör Burak Yırtar Mart 2021’de evlendi.*Sahne gösterilerinde nerede ivme kazandığınızı anımsıyor musunuz? Ve bu açıdan değerlendirirseniz Harbiye Açıkhava’da sahne aldığınız geceyi nasıl anlatırsınız?Harbiye benim sekizinci gösterimdi. Etrafımdaki bir hayli şahıs bana Harbiye’ye çıkmak isteyişimin henüz erken bir karar olduğunu söylüyordu. Ama içimdeki ses de nedense ‘Bütün zamanı’ diyordu. Harbiye’ye çıkan ilk kadın komedyen olmak en çok istediğim şeylerden biriydi ve işimde bana en büyük ivmeyi de Harbiye şovu kazandırdı diyebilirim.*Türkiye’de bir hayli alanda olduğu gibi komedyenlikte de kadınlar dezavantajlı. Siz bunu avantaja çeviren ender adlardansınız. Seyirciyle nasıl bir bağ kurduğunuzu düşünüyorsunuz?Benim seyircimle bağım stand-up’la kurulmadı. Evvel uzun seneler sosyal medyada birbirimizi tanıdık. Sonra onlara stand-up yapabildiğimi gösterdim. Belki kendimi hiç anlatmadan dolaysız stand-up’la başlasaydım ben de o dezavantajdan etkilenmiş olacaktım. Sanırım hangi işi yaparsanız yapın, işin özünde beğenmek ve hoşlanılmak var. O iş daha sonra size ait şeylerden biri oluyor. Evvel size, sonra sizin yaptıklarınıza karşı sezdikleri devreye giriyor.*Her Komedyen gibi siz de çokça gözlem yapıyor musunuz? En çok gözünüze takılanlar kimler?Evet ve bu güzergahımdan yer yer rahatsızlık da dinlerim. Zira bazen anda kalmama, neşe almama mani oluyor. Gülünç bir tip gördüğümde onu dolaysız şahsiyete dönüştürmek ve hikâyesini irdelemek isterim. Özellikle bir tip aramam, herkes dikkatime sürükler benim. İnsanı başlı başına hazine olarak görürüm.Yasemin Sakallıoğlu 48. Pantene Altın Kelebek Ödül Merasimi’nde davetlilere cümbüşlü anlar yaşattı.*Peki, şovunuzun isminden yola çıkarak soralım; doğru koca nasıl seçilir Yasemin Hanım?Reelinde şovun içeriği, ismi gibi değil. O ismi koymamın bir sebebi var ama bu izleyiciye sürpriz olsun. Doğru koca tanımına gelince; bence her iki taraf için de doğru şahsı bulmanın yolu evvel kendisinin en doğru versiyonuna erişmekten geçiyor. Sonra çevresine zati kendisine göre insanları sürüklüyor.‘Çocukken yemeği sevmeyince jüri taklidi yapardım’*Herkesin çocukluk travmalarıyla uğraşıp psikologlara koştuğu şu yarıyılda şovlarınızda kendinizle, ailenizle, çocukluğunuzla, yaşadıklarınızla dalga geçebiliyorsunuz. Hep böyle miydiniz? Bu, yaşadıklarınızla baş etme biçimi olabilirmi?Çocukken konutta Yemek yerken tadını sevmediğimde yemek müsabakası jürisi taklidi yapıp, aynı tabağı düzenleyip düzenleyip, tekerrür tadına bakıp puan verirdim. Psikiyatristim bu vaziyeti şöyle özetlemişti bana: “Belki de yaşamınızda pek de yenilir yutulur şeyler yaşanmıyordu ama siz direnmek için kendi usullerinizi buluyordunuz.” İşte bu vaziyet benim yaşamımın özeti. Başıma her ne geliyorsa onu yaşamıma hizmet edecek bir şeye dönüştürmeye çalışıyorum. Acıysa şiir, asabilikse komedi, makûs bir hatıraysa romana dönüşüyor ama asla yaşandığı haliyle kalmıyor.‘Ben Boğa burcunun Wikipedia’sıyım’*Geçenlerde Instagram’da eşiniz Burak Bey’le bir resminizi paylaştınız “Aynı şeye gülebilenler için en cümbüşlü reyin parkıdır konutluluk” anekdotuyla… Sahnedeki gibi, sahne dışında da hep güler misiniz?Hem güler hem duygulanırım. Benim için aynı şeye gülebilmek çok ehemmiyetli bir parola. Birlikte gülebilenler bir hayli meseleyi de çözebilirler gibi geliyor bana.*Konutta nasıl birisiniz?Dingin ama sürprizli biriyim. Hiç beklemediğiniz anda içimden bir çılgın enerjisi çıkabilir.*Ananesel misinizdir? Konutta titizlendiğiniz mevzular var mıdır?Kafamın içi gibi konutumuz da çok karmaşıktır bizim. Belirli bir stilimiz yoktur. Çok popüler bir tasarım masanın üzerine annemin çeyizim için ördüğü bir danteli koyabiliyorum mesela…*Boğa burcusunuz, özelliklerini taşır mısınız?Ben Boğa burcunun Wikipedia’sıyım. Google’a Boğa Burcu yazdıklarında ben çıkmalıyım gülüyor. İyi makûs ne varsa hepsini taşırım. Rahatıma çok düşkünüm. Bir karavan tatili ya da bir kamp insanı asla değilim. Mesela yemek yediğim masanın altında dahi ayaklarımı uzatabileceğim bir alan ararım. Hoş yemekler yiyebilmek için çalışırım.