Mehmet Ali Erbil: Evime geldiğinizde üç-dört eşimi aynı sofrada görebilirsinizSenelerdir izleyenlerini kahkahalara boğan Mehmet Ali Erbil, bu kere güldürmüyor, ağlatıyor. Rehabilitasyonundan dolayı uzun zamandır ekranlarda göremediğimiz Erbil, Hollywood imali bir projeyle izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Başrollerini Tolga Yüce ile paylaştığı ‘The Hope/Umut’ filminin rejisör koltuğunda Türk asıllı Amerikalı Sean GK var. Posta’dan Alev Gürsoy Cimin, Alzheimer hastası bir babayı oynayan Mehmet Ali Erbil’le sette biraraya geldi.Epeydir sizi ekranlarda göremedik. Artık döndünüz, tebrikler!En son dört sene evvel oynamışım. Çok uzun zaman olmuş. ‘Hababam Sınıfı’ndan sonra durdum. Önüme benim çizgilerimin dışında bir proje gelince “Hayır” diyemedim. Çok farklı bir rolle sinemaya döndüm, ters köşe bir rol; Alzheimer hastası birini oynuyorum.Alzheimer hastası bir babayı canlandırmak size ne sezdirdi?Çok özel ve çok güç bir roldü. Çok ağladım, fazla duygulandım. Alzheimer güç bir hastalık. Filmde Tolga Yüce, kızımın erkek dostunu oynuyor. Makûs bir rolde. Düşün, ben hastayım ama buna karşın ona tepki gösteriyorum. Bir baba olarak kızımı sahipleniyorum, korumaya çalışıyorum. Babalık hissi, çocuğuna karşı bir koruma refleksidir. Onun dışında hemen her şeyi unutuyor, hatta bazen insanlardan nefret ediyor. Allah kimsenin başına vermesin. Sahnede içten ağladığım anlarda kamera art dahi ağlıyordu.BİZ YAŞAYAN TARİHİZ, BİZİM BEDELİMİZİ ÖĞRENSİNLERUmut filminin mevzusu nedir?Alzheimer hastası bir adamın ve ailesinin başından geçen acayip olaylar var filmde. Beni ilk keşfeden birey İzzet Öz’dür. Beş seneyi aşkındır bir kitap üzerinde çalışıyordu ve o kitap çıktı. Tam geçmişini bu kitapta birleştirdi ve kitabın çoğunda ben varım. Zira Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nin siyah beyaz yarıyılında beraber çalıştık. İlk gösteri programını Derya Baykal’la sundum. Biz bir tarihiz. Sene 1976… Siz dahi doğmamıştınız. Bizim bedelimizi öğrensinler; biz yaşayan tarihiz. Bizler gibisi daha gelmeyecek. Bizler gidince daha çoook ararlar. Bedelimiz yaşarken bilinsin. Siyah beyaz yarıyılı biz renklendirdik.SURİYELİ ÇOCUKLARIN HALİNE ÇOK AĞLIYORUMDuygusal biri misiniz?Çok ağlarım. Aşrı duygusalım. Ben haberlerde dahi ağlarım. Beni şuurlu olarak makûs ve sevimsiz göstermeye çalışıyorlar. Suriyeli çocukların haline çok ağlıyorum. Benim Diyarbakır’da kuaför kardeşim var. Akrabam olmayan ama sevdiğim bir kardeşim. Çadırda yaşayan öksüz çocukları deviriyor, tıraş ediyor, saçlarına yeni modeller veriyor. Bunu misyon edinmiş. Buna ağlanmaz mı? Ben bunu haberlerde gördüm ve o çocuğu buldum. Diyarbakır’a gittim. O çocuk beni sakal tıraşı etti.Yarıyıl yarıyıl linç ediliyorsunuz. Bu size ne sezdiriyor?Alıştım artık tez hazmediyorum. Senelerdir yaşıyorum bunu. Canlı yayınlarda başıma neler geldi… Bunların üstesinden gelen tek insanım. Dünyada da tekim. Mehmet Ali Erbil hali hazırda Mehmet Ali Erbil. Beni sevenler hâlâ karşılaşınca ‘parmaktan sonra’ yapar.HOMOFOBİK DEĞİLİM AMA…En son açıklamanızda “Cinsel yönelim ehemmiyetli değil” dediniz ama LGBTQ+ fertlerin sapkın olduğunu söylediniz. Bu paradokslu bir açıklama değil mi?Ben o sapkınlığı öylesine demedim. Ben kaç yıldır onlara beraberim. Benim canım ciğerim dostlarım var ama bir erkek evlat babası olarak oğlumu onlardan gözetmek isterim. Buna da saygı dinlenmesini isterim. Homofobik biri asla değilim. Tam o dostlarım beni sever.Sağlık mevzusunda iktidara methiyeler dizdiğiniz için linç yediniz en son!Palavra mı? Muazzamlar. Ben dahi ilacımı şu an bulabiliyorum. Daha Öncekinden acil kapılarına can veriyordu hastalarımız. Benim kimseye yaranma gayretim yok. Doğruya doğru, yanlışa yanlış. Benim iktidara yaptığım tenkitler ne olacak peki? Nasıl dalkavuk, yandaş oluyorum? AK Parti’nin en dargın, en galibiyetli olduğu yarıyılında hangi delikanlı tenkit etebilirdi? Ben yaptım ben. En minik yanılgılarını dahi söyledim. Ben efordan korkmam, doğru neyse o! Dilimden çok çektim. Hiç de akıllanmıyorum.KEŞKE OLANAĞIM OLSAYDI DA ÇOCUKLARIMIN ANNELERİNE BEŞER EV VERSEYDİMİki kızınız var. Güç mü kız babası olmak?Bana hiç o güçlüğü göstermediler; kızlarım çok düzgün ve asil. Bir kere problem yaşatmadılar bize. Çok kültürlü, teçhizatlı anneleri var; bunu annelerine borçluyum. Nergis Hanım, Tuğba Hanım, Muhsine Hanım çok kıymetli benim için. Keşke olanağım olsaydı da beşer ev verebilseydim hepsine. Ben öğrenmezdim ama ilk eşim bankada kaç param var öğrenirdi. Düşünebiliyor musunuz, nasıl mükemmel bir güven ve sevgi… Biz boşanalı 40 sene oldu ama ben hasta olduğumda 24 saat sağlık kurumundan ayrılmamıştı.Demek ki eşlerinizi çok yaralamamışsınız. Bayanlar kolay bağışlamaz zira…Yok, hiçbir zaman ses tonumu dahi yükseltmedim ben. Ben bir bayana asla saygısızlık yapmam. Evime yemeğe geldiğinizde üç-dört daha önceki eşimi aynı sofrada görebilirsiniz. Bu bir hoşluktur. Hiçbiriyle müzakereli değiliz. Hanımlar arasında da çocuklar arasında da hiç polarizasyon yok. Ülkede dahi bu birlik yok. Tüm eşlerim de öbür çocuklarımı kendi yavruları gibi sever sayarlar. Onları yetiştirmeye çalışırlar. Bu misal olmalı. Ben misal bir baba ve kocayım. Dört evlilik geçirdim, hiçbir eşime elimi kaldırmadım, sesimi yükseltmedim.BAZI ERKEKLERİN YANINDA BEN BİR MELEĞİMAma evliliklerinizde dikiş yakalatamadınız…Onu muvaffak olamadım evet. O kurumda zayıfım ve kusurlar yüzde 99 benden kaynaklıydı. İster çapkınlık de, ister erkek kimyası… İsmine ne denir, öğrenmiyorum. Karmaşık bir kimya ama bir tek bana özgü değil. Yüzde 80 öyle. Evliliklerimi yürütemedim belki ama bazı erkeklerin yanında ben bir meleğim. Bazı evli adamlar var; bir kapatmayı, üç ayrı garsoniyeri ve sevgilileri oluyor. Benim evliliklerim süresince ayrı ev yakalamışlığım olmadı.Çok kandırdınız, değil mi?Evet, kandırdım. İtiraf ettim ama o bir rüyaydı.KOŞULLAR UYARSA BİR DAHA EVLENMEK İSTERİMTekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?Hiç öyle büyük konuşmam. Koşullar uyarsa bir daha evlenmek isterim.“Bir nafaka daha öderim” diyorsunuz!Seversem elbette onu da yaparım. Ne olacak ki? Artık bundan sonra uyuşmalı evlenirim. Ön sözleşmeli… Bak bunu daha evvel hiç düşünmemiştim, evlilik sözleşmesi iyi fikir. Çok seversem gözüm görmez. Ben aşık olunca vefatına aşık oluyorum. Gözüm görmüyor hiçbir şeyi. Mülk mal umurumda olmaz.Daha Önceki eşlerinizden görüşmediğiniz var mı?Bir tek Sedef Hanım’la görüşmüyorum. 20 senenin ardından zati yeni evlenmiş kendisi.ÜÇ AY KOMADA KALMIŞ İNSANIM, VEFAT FOBİM YOKHastalığınız ne gidişatta?Arada uğruyor! Üç ay komada kalmış insanım, vefat fobim yok. Çocuklarımın ve eşlerimin acı sürüklemesi beni korkutur, vefat değil. O kadar çok ambulans gördüm ki alıştım hastalığa…