Bakan Güler’den İsveç ve NATO açıklaması

Ulusal Korunma Bakanı Yaşar Güler, NATO Karargahı’ndaki görüşmelerine ait, “İkili görüşmelerimizde, NATO’nun ‘Sarih Kapı Politikası’nı desteklediğimizi ve İsveç’in de Üçlü Muhtıra’da kayıtlı vaatlerini somut biçimde yerine getirmesi halinde Finlandiya gibi NATO abonesi olabileceğini bağlaşıklarımıza beyan ettik.” dedi. Bakan Güler, NATO Korunma Bakanları Buluşması’nın ardından Brüksel’de misyonlu Türk gazetecilerle NATO Karargahı’nda toplandı. Burada sualleri cevaplayan ve gündeme ait değerlendirmelerde bulunan Güler, Ulusal Korunma Bakanı olarak ilk defa katıldığı buluşmaya müteveccih değerlendirmesinin sorulması üzerine, buluşmada Vilnius Doruğu evveli hazırlıkların ele alındığını söyledi. Güler, ilk günkü seans evvelinde Ukrayna Korunma Temas Grubu Buluşması’nın yapıldığını belirterek, “Buluşmada, Kırım dahil Ukrayna’nın toprak tamlığı, bağımsızlık ve dominantlığına olan dayanağımızı bir kere daha dile getirdik. İmhanın ve beşeri facianın çoğalmasının önlenmesi için taraflar arasında bir an evvel çatışmanın durdurularak mütarekenin sağlanmasına lüzum olduğunu belirttik ve diplomasinin ehemmiyetine vurgu yaptık. Bu mevzularda ve insani yardım mevzusunda şimdiye kadar olduğu gibi üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu belirttik.” diye konuştu. Küresel yiyecek krizinin çözümüne müteveccih Türkiye’nin teşebbüsleriyle oluşturulan Karadeniz Hububat Teşebbüsü kapsamında takribî 32 milyon ton hububatın bine yakın gemiyle Ukrayna limanlarından taşınarak dünya pazarlarına eriştiği belirten Güler, “Hububat sevkiyatının süratli, tehlikesiz ve tasarılı bir biçimde devam etmesi ehemmiyetli.” dedi. Bakan Güler, NATO Korunma Bakanları Buluşması’nın ilk seansı olan NATO-Ukrayna Komiteyi buluşmasında, NATO-Ukrayna ilişkilerini ve bu çerçevede Vilnius Doruğu’nde alınması öngörülen kararlara ait görüşlerini dile getirdiklerini ifade ederek, “AB Yüksek Temsilcisi’nin de katılım sağladığı bu seansta ayrıca, AB abonesi olmayan bağlaşıkların AB’nin korunma teşebbüslerine dahil edilmesinin Avrupa güvenliği açısından ehemmiyetini de ifade ettik.” biçiminde konuştu. NATO Karargahı’ndaki buluşmanın ikinci seansında, mevcut güvenlik etrafında İttifakın, caydırıcılık ve korunma konumlanmasının kuvvetlendirilmesi emeliyle yürütülen çalışmaların ele alındığını bildiren Güler, “Bu kapsamda, Kosova’da yaşanan hadiselerden sonra, Balkanlar ile tarihi ve kültürel bağlara sahip olan ülkemizin, acelelikle harekete geçerek barış, huzur ve karara katkıda bulunmak emeliyle bölgeye ilave bir önlem taburu konuşlandırdığını andırdırdık. NATO’nun komuta ve kuvvet yapısına, harekat ve misyonlarına, kara-deniz-hava ve uzaydaki mücadelelerine yaptığımız katkıları detaylı olarak kavrattık.” değerlendirmesinde bulundu. Güler, buluşma kapsamında bulunduğu NATO Karargahı’nda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in yanı gizeme Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Kraliyet, Estonya, Litvanya, Yunanistan, Fransa ve Hollanda korunma bakanları ile reelleştirdiği görüşmelerde NATO gündemindeki mevzular ve ikili ilişkiler açısından ehemmiyet talep eden öbür hususları ele aldıklarını vurgulayarak, “İkili görüşmelerimizde, NATO’nun ‘Sarih Kapı Politikası’nı desteklediğimizi ve İsveç’in de Üçlü Muhtıra’da kayıtlı vaatlerini somut biçimde yerine getirmesi halinde Finlandiya gibi NATO abonesi olabileceğini bağlaşıklarımıza beyan ettik.” dedi. Korunma Bakanları Buluşması vesilesiyle gündemdeki mevzulara ait Türkiye’nin görüşlerini birinci ağızdan dile getirdiklerini aktaran Güler, şunları kaydoldu: “Terörle gayret mevzusundaki hassasiyetlerimizi her civarda olduğu gibi burada da dile getirdik. Gerek seanslarda gerekse ikili görüşmelerimizde terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle ayrım korumaksızın gayret edilmesi gerektiğinin altını çizdik. PKK/YPG/PYD, FETÖ, DEAŞ, El-Kaide ve öbür tüm terör örgütleriyle sonuna kadar gayret etmekte kararlı olduğumuzu vurguladık. Bu hususta tüm bağlaşıklarımızdan bütün destek beklediğimizi belirttik. Türkiye, NATO’ya en fazla katkı sunan ülkeler arasında yer almaktadır. Buna karşın, bağlaşıklarımız tarafından ihracat kısıtlamalarına maruz vazgeçilmemiz asla kabul edilebilir değildir. Bu kısıtlamalar yalnızca ülkemizin güvenliğini değil, aynı zamanda NATO’nun bağlaşıklar için tanımladığı beceri amaçlarının karşılanmasını; dolayısıyla NATO’nun güvenliğini de negatif etkilemektedir. Türkiye olarak NATO’ya ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine, geçmişte olduğu gibi, bugün ve gelecekte de ehemmiyetli katkılarda bulunmayı sürdüreceğiz.” * Haberin görselleri Anadolu Ajansı’ndan servis edilmiştir.