10° Parçalı az bulutlu

Son dakika… İYİ Partili Cihan Paçacı istifa etti

Genel - Ocak 26, 2023 3:54 pm A A

Son dakika… HDP’nin arzına AYM’den ret! Bakan Bozdağ: Karar rey birliği ile alındı, bence de doğru Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Tüzük Duruşması, HDP’nin,”kapatma davasının tercih sonrasına vazgeçilmesi” müracaatını yalanlamasıyla alakalı açıklamalarda bulundu. Bakan Bozdağ “Karar rey birliği ile alındı, bence de doğru.” dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’unun ‘Yüksek Seçim Kurulu’ya güvenmiyorum” sözlerine tepki gösterdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu iddialarıyla alakalı olarak da Bozdağ “Daha abonelerin nasıl seçildiğinden haberi yok.” ifadelerini kullandı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklaması şu biçimde;Şayet güvence istiyorsak kanun kolay çoğunlukla değişebiliyor, Tüzük kaliteli bir çoğunluk gerektiriyor. Temel bir hukuk metni. Orada bu sorunu çözüme kavuşturmak Türkiye’nin gündeminden kalıcı olarak bunu düşürmek anlamına gelir.Kaldı ki kanun bu sorunu geçmişte çözmedi. Hatırlarsanız rahmetli Özal, Yükseköğretim Kanunu’na ek 16. maddeyi koydu. Tüzük Duruşması iptal etti. Bu sefer ek 17. maddeyi getirdi koydu, ek 17. madde hali hazırda yürürlüktedir. Ne diyor ‘kanunlara ters olmadıkça Yükseköğretim Müesseseleri’nda kılık giysi hürdür’ ve 90’lı senelerde yaşadığımız başörtüsü çileyi, haksızlıkları Yükseköğretim Müesseseyi Kanunu’ndaki ek 17. maddeye karşın yaşandı. İstanbul Üniversitesi’nde başka üniversitelerde kurulan ikna odaları buna karşın yapıldı. Pek çok şahsın elinden eğitim-öğretim hakkı Yükseköğrenim de buna karşın alındı.Türkiye, kanunen hür olan bir mevzuda kanun kararı yokmuş gibi haksız, hukuksuz uygulamalara şahit oldu. Tüzük Duruşmamız, Danıştay’ımız, diğer yargı uzuvlarımız da bunlara ne yaptı? Bunlara, kararlarıyla hukuksuz bir biçimde destek verdiler. O surattan bizim getirdiğimiz teklif bu mevzu kalıcı gündemden çıksın.Şimdi İYİ Parti’nin sunduğu teklife baktığınızda, inceleme ettiğinizde orada din ve vicdan hürriyetiyle alakalı bir şey söylemiyor. Giysi hürriyetiyle alakalı bir şey söylüyor. Bizim getirdiğimiz teklif bir; başı açma, başı örtmeyle alakalı tam kadınlarla ilgili denk bir gidişat söz mevzusu. Ama diğer ikinci kısmında ise; din ve vicdan hürriyetiyle alakalı bir kısım söz mevzusu. Ama şimdi İYİ Parti’nin teklifine baktığınızda o teklifin uygulama şeyine geçtiğinizde bu sınırsız limitsiz. Anayasal güvence ve anayasal seviyede tertip edilmiş bir giysi hürriyetidir.Türkiye’de sınırsız bir giysi hürriyeti başka bir deyişle yükseköğrenime girerken, başka bir deyişle giysinin hiçbir hududu yok. Acaba bu ne kadar doğru? Bu bir. İkincisi; sınırsız giysi hürriyeti, din ve vicdan hürriyetiyle alakalı bir bahiste tertip edilebilir mi? Din ve vicdan hürriyeti, 24. Madde. Bu dinle alakalı birtakım din ve vicdan hürriyetiyle alakalı hak ve hürriyetleri tertip ediyor. Sınırsız giysi hürriyeti hem sınırsız örtünme anlamında hem de sınırsız başka cins giysiler anlamında gelir.Bizimkiyse çok dar. Dar bir tertip etme. Zira bu anlamda bir kez bu açıdan onların teklifi çok değişik bir teklif.Dünyanın hiçbir tüzüğünde sınırsız bir giysi hürriyeti yoktur. İkincisi de böyle bir hürriyet din ve vicdan hürriyetiyle bağlantılı olarak tertip edilemez. İkinci; bizim natürel biz ona baktığımızda diyor ki başını açma ya da örtme de dahil olmak üzere diyor. O ifadenin yerinde. Bu başörtüsünü teferruat gibi görüyor. Örtme ya da açmayı teferruat gibi görüyor. Başka Bir Deyişle temel bu değil diyor. Bu değişikleri dahilinde temel giysidir diyor. Başını açmayı, örtmeyi de teferruat gibi görüyor. Başka Bir Deyişle bir nevi Türkiye’de yaşanan bunca haksızlığı, çileyi görmezlikten gelen, kolaya indiriyor. Şimdi bir başka şey bunu teferruat gibi görüyor. Başka Bir Deyişle ne diyor? Başını açma ve başını örtme dahil diyor, giysi hürriyeti.Temel giysi hürriyeti ama diğer kısım kolaya indiriyor. Başka Bir Deyişle teferruat gibi. Ehemmiyetsizleştiriyor. Bir kez bu kadar çileyi yaşamış bir cemiyette bunu teferruat gibi gören bir yaklaşımı veyahut da bunu kolaylaştıran, ehemmiyetsizleştiren bir yaklaşım ayrıca kabul edilemez.Öte yandan bu mevzu Türkiye’de başörtüsü ve dini inancı nedeniyle yaşanan kasvetlerin kaynağı bunun dini inançla bağlantılı olmasıdır. Şayet siz dini inançla bunun iletişimini keserseniz o zaman örtünmeyi niye yapıyor bu insanlar? Başka Bir Deyişle örtünen insan dini inancı nedeniyle örtünüyor. Elbiseyle bir seçim kullanılıyorsa o da onun için kullanıyor. Hani kimileri orada dini inanç nedeniyle başı örtme ve giysi seçimi ayrı ayrı sınıyor. Hayır, oradaki hem başörtüsü hem de giysi seçimi dini inanca bağlıdır. Rastgele bir giysi değil bu. Dini inanç nedeniyle örtünmedir, dini inanç nedeniyle seçim edilen giysidir. Başka Bir Deyişle temelinde yasal değer olarak örtünmeyi, bir dini inanç nedeniyle yurttaşın giysi seçimini bir yasal değer biçiyor, bir kıymet veriyor ve dini inanç nedeniyle bu seçimini koruma altına alıyor. Başka Bir Deyişle buradaki şimdi buDini inanç nedeniyle ifadesini çıkardığınızda, dini inanç nedeniyle yurttaşların örtünme hakkını ve giysi hakkını koruma altına almaktan çıkarıyor.Giysinin bir miktarı var mı? Yok. İstediği giysi, seçim ettiği giysi. Onu bir yere bağlıyor musun? Bağlamıyorsun. O zaman birisi öyle birisi diğer cinsli birisi böyle. Terör örgütlerinin seçim ettiği giysilere de efendim, başka başka politik hesaplarla vesaire hepsini de Anayasal güvence getiriyor ve sarihliğe de Anayasal güvence getiriyor.Şayet başörtüsü mevzusunda içtenlerse gerekçeyi vazgeçsinler. Genel Heyet de destek olsunlar. Bu mesele kalıcı olarak çözülsün. Benim kavradığım kadarıyla önergeyi bu işe mazeret oluşturmak için verdiklerini düşünüyorum. Başka Bir Deyişle işte istismar diyor.Şimdi konuşurken de istismar diyor. Başka Bir Deyişle AK Parti’nin içinde Sayın Cumhurbaşkanımızdan tutun en alta kadar herkes başörtüsüne bedel ödemiş. Kendi bedel ödemiş. Eşi bedel ödemiş. Kızı bedel demiş. Gelini bedel ödemiş. Çocuğu bedel ödemiş. Ömrü süresince bu hususta bedel ödemiş. Başka Bir Deyişle fakülteleri kazanmışlar. Okuyamamışlar. Kimse dememiş ki ben açar okurum dememiş. Bedel ödemiş. Memurluğa girme hakkı elde edememiş, açsa memurluğa girecek. Başını açmamış. Memurluğa girmemiş. Siyaset yapamamış. Hepsi bedel ödemiş. Yaşamı süresince bu mevzuda bedel ödeyen insanları istismarcı diyenlere acaba nasıl hitap etmek gerekli, onu öğrenmiyorum. Onun için gelin, bu işi siyasal istismar mevzusu olmaktan çıkaralım. Birbirimizi yargılamaktan bırakalım. Ulus bu mevzuda kimin istismarcı, kimin dürüst olduğunu, birilerinin söylemesine gerek olmayacak kadar sarih, net öğreniyor. Ya bu çok sarih bir husus. Bunun üzerinde ayrıca durmaya hacet yok. Ama göreceğiz Genel Heyet’a geldiğinde davranışlarının ne olduğunu göreceğiz. Kaldı ki aileyle alakalı tertip etmeye her iki parti beraber karşı çıkıyor. Tam partiler beraber. Allah aşkına başka bir deyişle evlilik birliğinin kadın ve erkek arasında kurulabileceğinin Tüzük’ya yazılmasının neresi yanlış? Türk halkının temeli olan ailenin geleceğini, jenerasyonumuzun cemiyetimizin geleceğini, ulusumuzun geleceğini muhtemel tehditlere karşı şimdiden koruma altına almanın neresi yanlış? Buna hangi saikle karşı çıkıyorlar? Kavramak olası değil. Ben isterim ki rey birliğiyle bu ikisi çıksın bu mecliste. Zira yakışan da budur. İkisi de bu halkın evlatlarının hayrına bir tertip etmedir. Ama ideolojik endişelerle, politik hesaplarla, rey birliğiyle çıkması gereken bir Tüzük farklılığı ne yazık ki yeniden berhava edilmek üzere allahın izniyle böyle netice olmaz.2 daha önceki generalin tahliyesiSürekli Hastalık, kocama gibi hallerde cezaların kaldırılması mevzusunda Cumhurbaşkanı yetkisi var. Kenan deniz ve İlhan kılıç ile alakalı kocamışlık hali raporu vermiştir. Buna istinaden Cumhurbaşkanı yetkisini kullanmıştır. Hakkı Kılınç ile alakalı da bir rapor verildi daha yeni gönderdik Cumhurbaşkanı’na . Cumhurbaşkanı zaman zaman bu yetkisini kullanmaktadır. Bugün de yetkisini kullanmıştır.

Genel - 3:54 pm A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.