‘Yüzen ordu’dan dünyaya ileti…Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, Türkiye’nin en büyük gemisi Anadolu’da Ulusal Korunma Bakanı Hulusi Akar ile görüştü.1- Helikopterlerimiz Tuzla sarihlerinde bekleyen savaş gemisine inerken ağzımdan şu sual döküldü: “Vaaaayyyy. Bunu biz mi yaptık?”230 metre boyundaki 27 bin tonluk devasa Anadolu gemisi yanaştıkça büyüyordu. Ve ismine yakışan bir Anadolu gibi bizi kucaklıyordu.İşte o an Ulusal Korunma Bakanı Hulusi Akar’ın uzun zamandır kullandığı “cin şişeden çıktı artık” lafının ne anlama geldiğini daha iyi kavradım.Yıllarca korunma sanayiinde dışa bağımlı olan Türk Ordusu, artık bu denizlerin en büyük gemisine sahipti… Ve bu muazzam yapıtı Türk mühendisleri yapmıştı. Gemiyi anlatan genç emrin gözleri parlıyordu… O anlattıkça zekâmda şu ad belirdi:“Yüzen Ordu…”Bakan Akar ve kuvvet komutanları sordu, genç komutan anlattı…Bana da iftihar dinlemek düştü.Şu içine aldığı efora bakar mısınız?– 1200 personel.– 24 uçak veya helikopter.– 4 mekanize çıkarma gemisi…– 700 amfibi personel.– 30 yataklı hastane.Üzerinde elbette tanklar, toplar, füzeler var.Savaş uçakları SİHA’lar hazırlanıyor.İşte bunları dinleyince koydum ismini:“Yüzen Ordu…”2- PERGELİN GÜCÜAma tam bu tankların, topların ötesinde bir başka şey var. O da:Ulusal Korunma Bakanı Akar’ın lafını ettiği, “şişeden çıkan o cin”dir.Peki kimdir o “cin”?Kendi ayaklarının üzerinde duran Türk mühendisliğidir.Tankları, topları, füzeleri, savaş uçaklarını kullanmak bir sanattır.Ama bir de onları yapan mühendisliğe sahip olmak vardır ki…İşte o mühendisliğin ismi:“Şişeden çıkan cin”dir arkadaşlar.Başka Bir Deyişle…Yıllarca bu halkı teknoloji mevzusunda bağımlı ve naçar vazgeçmek isteyen o emperyal anlayışa karşı; korunma sanayiinde bağımsızlığın duyuruyudur o “cin”…Bakan Akar’la gemiyi dolaşırken üniformalarında “pergel işareti” olan askerleri gördüm.Pergel, orduda “mühendis asker” demektir. Başka Bir Deyişle zafer ne kadar süngünün ucundaysa…Şimdi bir o kadar da “pergelin ucunda”dır artık.Bunu kavradım. Zira çağımızın savaşları mühendislik bilimiyle hızlanıyor.Peki bu yeter mi?Hayır.Bu noktada Bakan Akar Türk Ordusu’na ait çok ehemmiyetli bir duyguyu anlatıyor:“Bir video var. İzlemelisiniz. Cephede iki Mehmetçik çatışma halinde konuşuyor. Birisi değişiğine ‘Hüseyin vurulmuş, şehit düşmüş’ diyor. Öbürü ‘Allah bize de kısmet edecek’ diye yanıt veriyor. Vefatı böyle karşılayan bir askerin halkını kim durdurabilir?”İşte tankları, füzeleri ve mühendisliği bitiren duygu budur arkadaşlar…Çok gelişmiş silahınız olabilir. Ama bu duygu olmazsa olmaz… Dikkat ettim.Anadolu gemisine bir bayram havasıyla indik. Çakı gibi leventler Bakan Akar’ı selamlıyor.Sonra komutanlara baktım.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler her zamanki sakin efor. Kuvvet komutanları sanki bir bayram günü aile ziyareti yapıyorlar…2022’nin son gününde, böylesine muazzam bir gemiyi kendilerine yeni bir yuva yapıyorlar…Anadolu gemisi gerektiğinde her türlü takviyeyi ve lojistiği yapacak biçimde barış zamanları için de donatılmış durumda.3- GEMİ İNŞASININ EN ÜST ÖRNEĞİGemideki turun sonuna doğru iki genç yanıma yanaşıp “Fatih Bey…” diyorlar…“Emredin” diyorum…– Benim adım Erkan Mete bu da İrem Kalkavan…“Yoksa siz Metin Kalkavan…” dediğim an…“Evet, ben onun yeğeni Sedef Tersanesi Genel Müdürü Erkan Mete. Bu da kızı İrem… Sizin gemide olduğunuzu söyledik. Dayım, lütfen gidin yanına selamımı söyleyin dedi …”Şu rastlanın hoşluğuna bakar mısınız?Metin Kalkavan, denizciliği, şahsiyeti, arkadaşlığı sahici bir insandır. Deniz Ticaret Odası Başkanlığı’nda kıyıların, denizlerin pakliği için çok şey konuşmuştuk. O günlerde bana Anadolu gemisinden sözediyordu. Ketumdu. Ama o geminin kendi tersanesinde yapıldığı için çok iftihar dinlediğini biliyordum.Şimdi o gemi bitmiş ve ben geziyordum.Erkan aradı. Bu kere ben tersanesinde inşa edilen gemiden, Metin Kalkavan’la konuşuyorum…Yine aynı coşkuyla şöyle dedi:“Anadolu gemisi, dünyada gemi inşasının en üst segmentidir. Bunun üzerinde bir tek nükleer vardır… Muazzam bir iş muvaffak olundu. Tamamı Türk mühendisliğinin yapıtıdır. Öğreniyor musun ki o gemide 40 bin sensör vardır. Buradan Rize’ye kadar kablo döşelidir…”Helal sana arkadaşım Kalkavan.Helal size mühendis kardeşlerim. Helal size ‘Turgut Reis’lerin ‘Barbaros’ların “pergelleri”ni taşıyan mühendis askerler…Helal şişeden cini çıkartan o iradeye…Gemide dolaşırken kapının kenarından bizleri izleyen üç genç gördüm. Gittim yanlarına. Baktım üçü de mühendis. O devasa geminin cihazları onlara emanet…4- İŞTE O MESAJLAR4 saatte sadece bir kısmını dolaşabildiğimiz Anadolu gemisinde akşama doğru Bakan Akar’la sohbet ediyoruz. İşte iletileri:SURİYE GÖRÜŞMELERİ: “Çok pozitif bir görüşme oldu. Cumhurbaşkanlarının çizdiği çerçevede ilerliyoruz. Bu görüşmeler oluyor diye Suriye’deki muhalefetin hasar görmesine netlikle izin vermeyiz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Emelimiz terörü tamamlamak. Son terörist tesirsiz hale gelene kadar bu aynı kararlılıkla devam eder…”Amerika Birleşik Devletleri’YE: “Suriye’nin 3’te 1’ini PKK/YPG idarıyor. Şimdi Amerika Birleşik Devletleri bize ‘YPG, PKK değildir’ diyor. Biz de onlara ‘Usumuza hakaret etmeyin’ diyoruz.YUNANİSTAN’A: Natürel bu iletinin Gökçeada’dan sonra bu suların en büyük çıkarma gemisinden verilmesi ayrı bir ehemmiyet taşıyor… Dahası böylesine muazzam bir “yüzen ordu”dan “barış iletiyi” sevk edilmesi çok anlamlıdır. Umarım Yunanistan bunu anlar da şımarıklık ve küstahlıktan vazgeçer…GEMİDEN PARÇALARKENBiz helikopterlerle gemiden parçalarken hava kararmıştı. Yükselirken alta doğru baktım. Anadolu gemisi, gecenin karanlığında bizlere iftihar ve güven veren bir ağabeyde gibi parlıyordu…