Son dakika: İBB’de terör soruşturması! İçişleri Bakanı Soylu’dan açıklama Son dakika haberine göre, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belediyelerde yürütülen terör soruşturmaları ile alakalı açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu “FETÖ ile bağlantılı belediyeler oldu. Hiçbir politik partisine bakmadım. Belediye Başkanı, Meclis azası, Belediyede çalışanlar varsa aynı biçimde görevden çıkarıldılar. Zorlu bir sürecin neticesinde kamuyu çok büyük bir biçimde terör örgütlerinden temizletebildik.” ifadelerini kullandı. Ekrem İmamoğlu’nun kendisini aradığını söyleyen Soylu, “İmamoğlu beni aradı, benden destek istedi. Bana muhakkak bir mevzuda CHP benden hoşlanmıyor. Bu mevzuda bana takviyeci olur musunuz diye. Bir ricası da olmuştur.” dedi. Bakan Soylu’nun konuşmasından satır başları şöyle:5 şahsiyet bir hücre tespit edildi. Van’daki şehir emniyet Müdürlüğü hüneriyle bir eylem daha yasaklanmış oldu. Bu vesileyle hem istihbarat ünitelerimize hem de aynı zamanda terörle çaba ünitelerimize hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum.26 Kasım’da burada belediyeleriyle bağlantılı çalışanları aldıkları için İstanbul, Mersin, Adana, İzmir, Ayvalık’la alakalı bir İçişleri Bakanlığı’nca yürütülen soruşturma olduğunu ve bunun bitirilmesi halinde dosyaların Yargı’ya sevk edileceğini söylemiştim. Buradaki bilgi anekdotlarının her birini de sizlerle paylaşmıştık. Birkaç saat evvel İBB Başkanı’nın bu mevzudaki açıklamaları takip ettik. Elbette ki herkesin kendi hakkını korunma hakkı vardır. Bu natürel bir haktır.Türkiye bütün 40 yıldır terörle çaba ediyor. Bu çabayı bugün yapıyor değil. 40 sene içerisinde yaşanmışlıklar, acılar, ödediği büyük değerler var. Dolayısıyla edindiği büyük bir deneyim var. Terörle gayrette en büyük tehditlerden birisi terör örgütlerinin meşru alanları kullanması ve sızmasıdır. Başka Bir Deyişle illegal olan yapılarını, yasal olan alanlara, meşru alanlara taşımasıdır.Dağdaki terörle çaba ne kadar güçse, bu o kadar ve ya ondan azıcık daha güçtür. Zira dağdaki teröristi öğreniyorsunuz. Kendisini terörist olarak tanımlıyor. Ona terör örgütü tarafından yüklenmiş bir görev. Ama içerideki teröristin vereceği hasarı öğrenmek, kestirmek dışarıdaki terörist kadar kolay değil. Onun için devlet kararlar alır.TERÖRE KARŞI HEM SAHADA HEM DE KAMUDA ÇABA VURGUSUTerörün meşru alana sızmasını öneyici bir ekip kararları uyguladık. Ve buradan idareyicilere 900 seneye yakın cezalar çıktı. Hem ilk derece duruşmalar, kimilerinde de üst derece duruşmalar. Doğu’da PKK ile iletişimli Meclis aboneleri, personel yapılan soruşturma sonrası görevden alındılar. FETÖ’cü 165 bin şahıs kamudan çıkarıldı. Ve yeniden bizim bakanlığımızdan 50 bini aşkın şahıs çıkarıldı. Başka Bir Deyişle devlet PKK ile, FETÖ’, MLKP, DHKP-C ve öyle yazılmış diye tenkit etilen değişik terör örgütleriyle çaba ediyor. Hem sahada çaba ediyor hem de kamuya girmeye müteveccih çaba ediyor.FETÖ ile bağlantılı belediyeler oldu. Hiçbir politik partisine bakmadım. Belediye Başkanı, Meclis azası, Belediyede çalışanlar varsa aynı biçimde görevden çıkarıldılar. Zorlu bir sürecin neticesinde kamuyu çok büyük bir biçimde terör örgütlerinden temizletebildik. Elbette ki kamunun kendine ait mesullükleri vardır. Kamuda görev yapanların da mesullükleri vardır.Bu TC tüzüğü. 127. maddesi çok sarih ve nettir. 127. maddesi yerel idareler için bize yetki vermiştir. İçişleri Bakanlığı’nın kendisine. Devlet dediğiniz bir çadır yönetimi değildir. Kimse kusura bakmasın. Kaideleri, prensipleri, tüzüğü ve kanunu var. Yeniden tüzükte 53. ve 93. maddeler. Burada mahalli yönetlerin tüzükten aldığı mesullükle teftiş yetkisini bakanlığa ve bakana vermiştir. Bir bakan veya bakanlık tüzüğün verdiği kanundan dolayı yapmış olduğu harekâtlarla alakalı hakarete uğrarlar, tenkit etirler ben ilk kere burada görüyorum. Politik değerlendirme yapabilirsin, bu halkın taktiridir. Onlar arzu ediyor ki 30 Ağustos’ta ziyaret ettikleri Diyarbakır’daki şu anda PKK azası olduğu için mapusta yapan Diyarbakır daha önceki Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ve onun gibilere değilmemesi.“İMAMOĞLU BENDEN DESTEK İSTEDİ”İmamoğlu beni aradı, benden destek istedi. Bana muhakkak bir mevzuda CHP benden hoşlanmıyor. Bu mevzuda bana takviyeci olur musunuz diye. Bir ricası da olmuştur. Ama ben kanun ne gerekiyorsa onu yaparız dedik ve yaptık da. İşine geldiği zaman alttan almasını öğreneceksin, değişik taraftan dönüp hareket edeceksin. Bu ikiyüzlülüktür. Bedelli dostlar bunu tarihin akışına vazgeçiyorum. Ömrümüz süresince böyle bir ikiyüzlülüğe sahip olmadık.“Terör örgütleri buraya girmemiştir” diyemiyor, diyemez de. “Devletin kararıyla işten çıkarılanları biz şike hurda yoluyla işe aldık” diyemedi, diyemez de. “Dağdaki teröristleri devlete girmesi olası olmayanları biz işe aldık” diyemez. Zira bunların hepsi İBB’ye alındı.Buraya güya değer aileler aldılar. Biz şehit ailesi alıyoruz ya. Terör örgütü PKK da elinde bulundurduğu belediyeler halinde dağda bulundurdukları ya da tesirsiz hale getirilenlerin abisi, yakınlarını alıyor. Biz bunları HDP’yi ve PKK’yı iyi takip ettiğimiz için öğreniriz. İlişkiyi kiminle kurdunuz? Bu güya değer ailelerini ben almadım diyememiştir. Bütün tersi benim “Bulunduğum yarıyılda Tüzük Duruşması bunu iptal etti. Kanunlar şöyle geldi, böyle oldu. Onun için ben buradaki araştırmaları yapma görevi bana ait değil” diyor. Biz bu soruşturmayı yalnızca İBB’de yapmadık. Tüm belediyelerde yaptık, yapmaya devam ediyoruz.163 şahıs hakkında iletişimi ve iktisatı var ama İBB’de işe girecekleri için. Bunların içerisinde kendisinde evvel alanlar da var. Ancak geri kalan 505 şahsın tamamı kendi yarıyılında alınmış, kamu görevinin yapılmasına mani şahıslardır. Sabah ki buluşmasında “Böyle insanları biz işe almadık” diye bir tümce kurmadı.Geçen seneden itibaren biz 1 senelik bir çalışma yaptık. Bu soruşturmayı 8 şahsiyet müfettiş kuruluyla yaptık. Bunların içerisinde Maliye Bakanlığı, MASAK’tan bireyler vardı. Birisi çıktı yerine başka birisi geldi. Bu da palavra. 8 şahıs başladılar takımın başındaki başmüfettiş beşeri gidişatla İzmir’deki rehabilitasyonunu göreöğrenmek emeliyle işine dönmüş oldu. 7 şahıs da aynı biçim işine devam etti. “Nasıl palavra söylerizin” peşindeler. Arif Bey bütün 33 yıldır iştedir. Bu soruşturmaya itiraz ediyorsun da burada söyleyeceğim İETT ile alakalı savcılığa iletilecek olan milyonlarca yolsuzluğu kapsayan soruşturmalara niçin bugüne kadar en küçük ses çıkarmadın? Zira neler yaptığınızı en iyi siz öğreniyorsunuz. Bizim görevimiz bu soruşturmaları yapmak ve yargıya havale etmektir.“BU KADAR İNSAN BELEDİYEYE NASIL GİRDİ?”Bizim bunları atma yetkimiz olsaydı, bunları atardık. Gerçek sorulması gereken şudur; Bu kadar insan belediyeye nasıl girdi, siz bunları hangi beceriyle aldınız. Referansınız kimlerdi? Size kim önerdi? Tüzük Duruşması kararını öne sürüyorlar. Karar müddetince bu devlet işe personel almadık mı? Hiçbir belediye personel almadı mı? Devletin kendine ait mekanizmaları var ve işler. Buradaki süreci incelemek bizim mesullüğümüzdü, süreç incelenip yargıya iletildi.Diyor ki “Benden evvelki süreçte de bunlar vardı.” Kurnazlık yapmaya çalışıyor. Bu soruşturma 3 sene incelendi. 1668 şahsın 190 şahıs Mevlüt Uysal. Müfettişlerin yaptığı değerlendirmelerde Mevlük Uysal veAli Yerlikaya yarıyılında tamamen araştırılmış ve bunların işe dönmesinde bir mani olunmadığı görülmemiştir. Şimdi sorunu kendini kurtarabilmek için İBB’ye dayadığı 505 teröristi, göya yanındaki 3-5 usu evvelin söylediği laflara yardım teşkil etmek gafilliktir. Terinizi silebilirsiniz ama suratınızdaki karalığı silemezsiniz.“1668 şahıstan bilgim yok” diyor. Bu koskoca bir palavra. İstanbul gibi mesullüğü olan birBelediye Başkanı’nın bu kadar mesullükle orada oturan insanın palavra söylemeye hakkı yoktur.Daha evvel bir palavra var. Benim bunlarla ne mesullüğüm olabilird diyorsunuz. 2-3 şahsı işten atan istem kimin istemsiniz. İBB’nin istemidir. 2-3 şahsı işten atan istem değişikleri için neden aynı istemi göstermemiştir? Hepsini kendi ağzınla söylüyorsun.