Tüketirken tükenmek: Sahip olma hırsı ve insan mutsuzluğu

Dünya - Mart 6, 2023 2:58 pm

HARCARKEN TÜKENMEK

İnsanların daha aşırısına sahip olma arzusu veya içerisindeki boşlukları doldurma istekleri günümüzün en büyük problemlerinden birisidir. İnsanlar arzuladıkları şeylere hemen alışmaya, harcamaya, süratlice unutmaya, duyarlılıktan uzak yaşamaya, tutkulu olmaya eğilimlidir.

Daha fertsel ve açgözlü olarak ne kadar çok şeyi tecrübeler ve sahip olursa o kadar mutlu olacağı görüşüye sahiptir.

Firmaların idare taktikleri, pazarlama satış şikeleri, harcayıcının daha fazla harcamasını sağlama ve reklamları kullanarak olanı kabul ettirme çabasını direnir.

Bu sebeple sahip olma ve boşluk hissiyatını doldurma iç dürtüsü yalnızca harcayan için değil, üreten sitemler için de yazılı olmayan müessesesel bir teoriye dönüşmüştür.

GERÇEK GEREKSİNİMLERE SAHİP OLMA ARZUSU YOK OLDU

Yaşamını olanaklarından daha aşırısına sahip olmak için veya kendisinin sahip olduğunu kaybetme fobisiyle geçiren fertler, hazcılığa radikal bir bakış açısı getirerek putlaştırmıştır. 

Voltaire’nin “Gerçek lüzumlar olmadan gerçek hazlar olmaz” tümcesiyle, lüzumumuz olmadan arzu edip kazandığımız şeyleri yalnızca tüketebiliceğimizi ancak hakikat tükenmeyecek şey gerçek gereksinimlere sahip olma arzusu olduğu vurgulanmıştır.

Schopenhauer “Yeninin ömrünü kısaltıp hemen harcayan, daha öncekileştiren egoistlik ve sahip olma güdüsü, insanların anlam ve us ekipmanlarından öte duygularına hitap eder” demiştir. Egoist sömürü kumpasın deşifre olmaması ve satın almayı basitleştirmesi için buluş edilen banka ve kredi kartlarına eş.

 

“HARCAMAK FERT İÇİN LÜZUMLULUĞA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Jean Baudrillard’ın “Tüketim Cemiyeti” kitabında sahip olma arzusuna dair şu laflar geçer “Gerçek lüzumlar ile çağımızın yönlendirdiği sahte lüzumlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim cemiyetinde, şahıs tüketim mülklerini satın almanın ve bunları sergilemenin cemiyetsel bir imtiyaz ve prestij getirdiğine inanır.

İnsan bu süreçte bir yandan kendini cemiyetsel olarak öbürlerinden ayırt ettiğine inanarak aldatırken, bir yandan da tüketim cemiyetiyle bütünleşir. Dolayısıyla harcamak fert için bir lüzumluluğa dönüşür. Beşeri ilişkileri yerine maddelerle ilişkiye vazgeçer. Artık geçerli nezaket, tüketim faalliğinin ta kendisidir.”

Harcarken, tükenmek insan üstünde vazgeçtiği sahte mutluluk izi çağdaş insanın en büyük boşluğu olarak belirlenebilir.

 

BENZER HABERLER