Son dakika | Erdoğan’dan 6’lı masa çağrısı: “Dileriz terk eder!” Kılıçdaroğlu ile Akşener’e “Buyursun gelsinler” mesajı

Politika - Nisan 18, 2023 1:30 pm

Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın Bali Adası’ndaki G20 Zirvesi’nin dönüşü evveli buluşma tertip ederek gazetecilerin suallerini cevaplayarak gündeme dair değerlendirmelerini paylaştı. Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri istihbarat kurullarının Ankara’daki görüşmesine ait açıklama yapan Erdoğan, “İstihbarat Başkanımdan aldığım bilgi, şu an haysiyetiyle her iki tarafın da nükleer silahla alakalı rastgele bir girişiminin olmayacağı yönünde” diye konuştu. Erdoğan, Endonezya’da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden ile hakikatleştirdiği görüşmede Biden’ın hububat holü uyuşması sebebiyle teşekkür ettiğini dile getirirken “Bunun dışında F-16’larla alakalı mevzuda ‘işin tamamen elinde olduğunu, bunun hassasiyeti içerisinde olduğunu’ söyledi” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrıca TOGG açılış merasimine Akşener ile Kılıçdaroğlu’nun da misafir olduğu ancak gelmedikleri anımsatılınca Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile Akşener’in şimdi gelmek istediklerini söylerken “Emretsin gelsin. Biz bundan mutlu oluruz. Geleceklermiş.” dedi.

10 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ GAYEYİ

Erdoğan’ın ziyaretine ait genel değerlendirmesi ve gazetecilerin suallerine verdiği cevaplar şu biçimde:

G20 Bali Zirvesi’ndeki programımızı hamdolsun zaferle tamamladık. Dürüst konukseverlikleri için Endonezya makamlarına tekerrür teşekkür ediyorum. Zirve evvelinde Cumhurbaşkanı Joko Widodo’yla bakanlarımızın katılımıyla bir görüşme asıllaştırdık. Kendisiyle ikili ilişkilerimizi tüm güzergahlarıyla kapsamlı bir biçimde ele aldık. Ülkelerimiz arasında kurduğumuz Yüksek Seviyeli Stratejik İşbirliği Konseyi, ilişkilerimiz açısından tarihi bir adımdır. Konseyimizin ilk buluşmasını da kısa müddette reelleştirerek, tuttuğumuz ivmeyi devam ettirmek istiyoruz. Ortak gayemiz olan 10 milyar dolarlık ticaret hacmine erişmek için mücadelelerimizi artırma kararı aldık. Korunma, teknoloji, inovasyon, çevre, ormancılık ve kalkınma iş birliği alanlarında imza attığımız 5 uyuşmanın bu süreci basitleştireceğine inanıyorum. Özellikle korunma sanayii alanında iki ülke arasında ciddi bir iş birliği potansiyeli olduğunu görüyoruz.

“ATTIĞIMIZ ADIMLARIN TAKDİR TOPLADIĞINI GÖRDÜK”

G20 Bali Zirvesi’nin temasını “Beraber Derlenme -Daha Güçlü Derlenme” oluşturdu. Besin ve enerji güvenliği de zirvenin temel başlıkları olarak ön tasarıya çıktı. Besin güvenliği sorunu 2015 senesinde deruhte ettiğimiz G20 Yarıyıl Başkanlığımızın ana gündem maddelerinden biriydi. G20 tarihindeki ilk enerji bakanları buluşması da yeniden bizim yarıyıl başkanlığımızda icra edildi. Antalya Zirvesi’nden bugüne yaşananlar, ülkemizin 7 sene evvel gündeme taşıdığı mevzuların isabetini de böylece göstermiş oldu. İştirak ettiğimiz seanslarda enerji ve sağlık başlıklarında Türkiye olarak attığımız adımların takdir topladığını da gördük. Aynı biçimde Rusya-Ukrayna arasındaki tutsak değiş tokuşu ve hububat holü teşebbüsümüzün dünya liderleri tarafından memnuniyetle karşılandığına da tanık olduk.

“HUBUBAT HOLÜ TEŞEBBÜSÜ G20’DE MEMNUNİYETLE KARŞILANDI”

G20 Bali Bildirgesine de ülkemizin ehemmiyetli katkıları oldu. Rusya-Ukrayna krizine müteveccih her tarafla görüşebilme becerisiyle ara bulucu bir rol oynayan ülkemiz ortak bir bildirgenin çıkarılmasında etkin bir davranış sergiledi. Ülkemiz liderliğinde yaşama geçirilen Karadeniz Hububat Holü Teşebbüsü, Türkiye ve İstanbul Uyuşmasına da referans verilerek tüm G20 ülkelerince memnuniyetle karşılandı. Sığınmacılar mevzusunda iş birliği içerisinde olunması zorunluluğu da G20 Bildirgesinde bağımsız bir paragraf olarak yer alabildi.

Zirve marjında ayrıca mevkidaşlarımla ikili görüşmeler de asıllaştırdım. Bu temaslarımızda korunmadan enerjiye, terörle gayretten yatırım, ticaret ve turizme kadar gündemimizde yer alan mevzuları istişare ettik. Ziyaretimizin ülkemiz, ulusumuz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

SUAL-CEVAP

AKŞENER İLETİYİ: “TEMENNİ EDERİZ Kİ MASAYI TERK ETMEK ÜZERE KONUMUNU GÖZDEN GEÇİRİR”

İstiklal Sokağında adi terör hücumu reelleşti ve bu hepimizi derinden etkiledi. Türkiye olarak birlik ve beraberlik iletiyi verdik şüphesiz. Ama eskiki hücumlarda olduğu gibi, yeniden CHP başta olmak üzere muhalefet partileri, terör örgütünü ayıplamak, lanetlemek yerine “hükümete yarıyor” görüşüyle bir anlamda devleti yargılayan bir davranış sergiledi. Bazı basın kuruluşlarından da eş yaklaşımlar söz mevzusu oldu. Bu mevzudaki görüşlerinizi merak ediyoruz.

O gün hücumla alakalı tam büyümeleri yakındantakip ettik. 81 yaralı bilgisi geldi. Vefatlar noktasında çok evhamlıydık. Ne Yazık Ki 6 ölüm oldu. Ki bunların ikisi çocuktu. Rabbim her birine rahmet eylesin. Şu anda 5 yurttaşımız hala yoğun bakımda. Yaralıların rakamı 25’e indi, değişikleri taburcu edilmiş vaziyette.Şunu tam samimiyetimle, sarih sözlü olarak söylemem gerekir. Tam bunlara karşın muhalefetin her zaman olduğu gibi bu vakaların acısını sezmeyişine biz zati alıştık. Bu muhalefet, teröristlerle kol kola Ankara’dan İstanbul’a yürüyen muhalefettir. Biz bu muhalefete yabancı değiliz. Bunların tutumlarına da yabancı değiliz. Şu anda bunlar PKK’nın meclisteki uzantısıyla zati birlikte hareket etmiyorlar mı? Birlikte hareket ediyorlar. Kaldı ki bunların şu anda kendi içinde zati terör söylemlerini ifade eden bireyler yok mu? Var. Nitekim şimdi bunlardan kimileriyle alakalı dokunulmazlıklarının kaldırılmasına müteveccih mecliste çalışmalar da devam ediyor. Bunlara alıştık. Burada özellikle muhalefetin içinde, CHP’yi bir kenara koyalım, 6’lı masanın hepsini söylememe gerek yok, ama İP’in İyi Parti’nin bunlarla aynı çizgiye düşmesi natürel düşündürücü. Onlar niçin bunlarla aynı masaya düşüyor ya da aynı konuma geliyor? Bu natürel düşündürücüdür. Hele hele böyle bir yarıyılda. Temenni ederiz ki bunlar da bir mutasyon yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse ulusal ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yine gözden geçirir.

‘PROVOKASYON’ İDDİASINA SERT YANIT

İstiklal Sokağındaki hamleyi ‘tercih yanaştıkça yapılabileceği konuşulan provokasyonlardan biri’ olarak ifade edenler var. Siz bu hamleyi tercihle ilişkilendiriyor musunuz? Bu cins atakların olabileceğini düşünüyor musunuz?

Bir kere şunu peşinen söyleyeyim; biz hiçbir provokasyona Allah’ın izniyle kundura vazgeçmeyiz. Gereği neyse bunun gereğini yaparız ve yapacağız. ‘Bu hücum yanaşan tercihlerle iletişimlidir’ gibi bir ifade de terör örgütünün yaymaya çalıştığı fobi senaryosunun bir parçası. Ama benim halkımın, benim yurttaşımın feraseti çok yüksektir. Hiçbir zaman bu oyunlara gelmez. Tercihe müteveccih herkes zati heybesinde ne varsa ortaya koyacak. Biz de koyacağız. Benim ulusum da o yüksek ferasetiyle sandıklarda bunlara gereken cevabı verecektir. Terörün dini, dili, ırkı yok. İşte orada 15 yaşındaki bir yavrumuz da şehit oldu. 3-4 yaşlarında bir yavrumuz da yaralandı. Dünya hoşu bir yavru… Süleyman Bey’le konuştuk, tıbbi müdahaleler noktasında ne gerekiyorsa tam hepsini yapacağız. Allahın İzniyle onların rehabilitasyonunu da o biçimde sürdüreceğiz, yapacağız. Ölüm eden kardeşlerimizin definleri yapıldı. Rabbim makamlarını âli eylesin. Şu anda 25 kadar yaralımız var. Bunların içinde 5 tane yoğun bakımda olan var. Bunların rehabilitasyonlarını da hızla yaptırıp allahın izniyle onları da taburcu ederiz.

“BU YENİ BİR DÜNYA SAVAŞINA YOL AÇAR”

Hafta başında Ankara çok ehemmiyetli bir görüşmeye ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin koordinasyonuyla Amerika Birleşik Devletleri ve Rus istihbarat başkanları Ankara’da toplandı. Bu buluşmanın hakikatleşme sürecinde Türkiye’nin üstlendiği role ve bu görüşmeden temennilere dair bizimle hangi anekdotları paylaşabilirsiniz?

Şu kadarını söyleyeyim; Rusya’nın ve Amerika’nın burada nükleer silaha başvuru edip etmeyeceği mevzusunda İstihbarat Başkanımdan aldığım bilgi, şu an haysiyetiyle her iki tarafın da nükleer silahla alakalı rastgele bir girişiminin olmayacağı yönünde. Biz de natürel yakın markajda yakalayalım, sık sık toplanmalarını sağlayalım istiyoruz. Allah göstermesin;bu yeni bir dünya savaşına yol açar. Buna da fırsat vermeyelim.

“BIDEN TEŞEKKÜR ETTİ”

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Biden’la bir görüşmeniz oldu burada. Biz, size ‘Rusya’nın hububat uyuşmasını askıya almasından sonra başlattığınız diplomasi süreciyle mesele nasıl çözüldü?’ diye sorduğumuzda, ‘Evvel Biden’a anlatacağım, sonra size anlatacağım’ demiştiniz. Biden’la bu mevzuyu konuştunuz mu? Malum Rusya’nın temennileri var, kendi hububat ve gübresini ihraç edebilmesi için zorunlu garantileri Amerika Birleşik Devletleri veriyor mu? ‘Endonezya dönüşü Putin’le görüşeceğim’ dediniz. Amerika Birleşik Devletleri’den bir ileti iletecek misiniz? İki ülke liderinin görüşme olasılığını nasıl bakarsınız? Rus hububatının ihracı mevzusunda Türkiye’de işlenmesi, buradan Afrika’ya sevk edilmesi projesi ne düzeyde? Bu ne zaman başlar?

Natürel evvel görüşmemizi bir yapalım. Görüşmemizi yaptıktan sonra da Sayın Putin’in bize söylediği en ehemmiyetli başlık, bu hububatı fiyatsız olarak Afrika ülkelerine, Mali, Cibuti, Sudan, Somali gibi ülkelere yollamaktı. ‘Burada aynı biçimde bu işin fiyatsız sevk edilmesine biz de katkıda bulunuruz’ dedik.‘Yoksul fakir, esrarengiz gureba Afrika milleti aç, sarih; onları böyle bir konumda vazgeçmeyelim’ dedik. Böyle bir uzlaşmamız zati oldu. Allahın İzniyle bu buğdayın gelip bizde una çevrilmesi ve bu biçimde sevk edilmesi onları da ciddi anlamda gevşetecektir. Biden natürel bu mevzularla alakalı evvel bize teşekkürünü ifade etti. ‘Bu hububat antresinde üstlendiğiniz rol nedeniyle teşekkür ederim’ dedi. Bunun dışında F-16’larla alakalı mevzuda ‘işin tamamen elinde olduğunu, bunun hassasiyeti içerisinde olduğunu’ söyledi. Bu mevzudaki ilişkilerimizi devam ettireceğiz. Burada Dışişleri Bakanlarımızın, Korunma Bakanlarımızında bu süreci yakından takip etmeleri suretiyle, temennim odur ki allahın izniyle kısa zamanda F-16 sorununu da bu vesileyle çözmüş oluruz.

“EMMANUEL, BAZI YERLERDE BANA SATAŞIYORSUN”

Endonezya’da görüşmüş olduğunuz liderler arasında Fransa Cumhurbaşkanı Macron da vardı. Buraya gelmeden birkaç gün evvel Macron, ‘Türkiye’nin Afrika’da özellikle emperyal tutumlar sergilediği yayılımcı olduğu’ güzergahında birtakım iddialarda bulundu. Bu mevzu gündeme geldi mi? Bu mevzu ile alakalı yorumlarınızı bilmek isterim.

Her mevzuyu, her yerde gündeme getirmek o mevzunun ciddiyetini ortadan kaldırır. Ben ona yalnızca dedim ki ‘Emmanuel, bazı yerlerde bana sataşıyorsun, daha evvel de konuştuk. Sen dedin ki ‘hanımlar gayet iyi uyuşuyor ama biz uyuşamıyoruz.’ ‘Yok, yok uyuşuyoruz, bugün burada gayet görüşmelerimiz oldu’ dedi. ‘Bundan sonra da bu böyle devam etsin. Rastgele bir kasvete fırsat vermeyelim’ dedim. Bu mevzularla alakalı olarak da yeniden aynı vaziyeti gözettik. Ancak öğreniyorsunuz bizim Fransa ile en ehemmiyetli mevzulardan bir tanesi SAMP-T sorunu. Bu mevzuyla alakalı İtalya Başbakanı ile yaptığımız görüşmede dedi ki ‘Teknik bazı meseleler kaldı, bunları da çözmek suretiyle üçlü olarak Fransa, İtalya, Türkiye SAMP-T sorununu da kısa zamanda çözelim.’ İtalya Başbakanı ile ilk görüşmemizdi ama çok ciddi, kararlı bir görüşme yaptık. Özellikle de korunma sanayiine müteveccih yaptığımız görüşme iyi oldu. Bunun yanında enerji ile alakalı yaptığımız görüşme iyi oldu. Libya mevzusunda iyi bir görüşme yaptık. Göçle alakalı iyi bir görüşmemiz oldu. ‘Bu mevzularla alakalı kısa zamanda sizleri Türkiye’ye bekliyoruz.Türkiye’de bu mevzuları alakalı dostlarımızla birlikte de ele alarak sürdürelim’ dedik. O da anekdot etti.

“‘ENERJİDE DESTEKLEYEBİLİRİZ’ DİYEN ÜLKELER VAR”

Endonezya’ya hareketiniz evvelinde Türkiye’nin küresel ebatta yaşanmakta olan enerji krizinin çözümü bakımından anahtar konumda olduğunu anımsatacağınızı söylemiştiniz. Bu mevzuyla ilgili önümüzdeki günlerde somut bir adım görecek miyiz enerji üssüyle alakalı?

Enerji mevzusunda Türkiye olarak şu an haysiyetiyle iyi bir konumdayız diyebilirim. Birilerine fukara değiliz. Hele hele Akkuyu vakayı şurada 2-3 yıl içinde bittiği anda, oradan da çok ciddi bir kapasiteyi elde etmiş olacağız. Ardından ben yeniden Sayın Putin’le Sinop’u da görüşmüştüm. Orada da allahın izniyle dört türbin inşa edeceğiz ve Akkuyu kadar -belki daha fazla- oradan da elde edeceğiz. Bunları da elde ettiğimiz andan itibaren Türkiye’nin zati enerjiyle alakalı bir meseleyi kalmayacak. Çok daha iyi bir konuma geleceğiz. Ve biz, enerji ihracına da rahatlıkla başlayabiliriz. Bu arada bize ‘biz sizi enerji noktasında da destekleyebiliriz’ diyen ülkeler de var. Bu mevzuda onlarla da bu ilişkilerimizi devam ettireceğiz. Allahın İzniyle gerekirse oralardan da kendimiz için olmaktan öte alıp ihracını yapma, başka bir deyişle swap diyebileceğimiz bir süreci de başlatma talihimiz ayrıca var. Ad vermeyim, onu gidip görüşüp, karara bağladıktan sonra sarihleriz.

“KORUNMA SANAYİNE MÜTEVECCİH İLİŞKİLER ÜZERİNDE DURABİLİRİZ”

İtalya Başbakanı ile olan görüşmenizi özetlediniz ama iki mevzuyu sormak istiyorum. İtalya Başbakanı fazla sağdan geliyor. Tercih evveli konuşmaları ile sizin çizdiğiniz pozitif görüşmede, ortak yönetim ortağı Berlusconi’nin tesiri var mı; Türkiye’nin ehemmiyetini bilen adlardan birisi olarak? Avrupa Birliğini sallayabilecek kadar Brüksel’den yetkileri geri almak isteyen bir duruşundan bahsediliyordu. Siz nasıl bir izlenim aldınız kendisiyle görüşmede?

Gerçekten Berlusconi’yle ve aynı zamanda Berlusconi’nin mesai dostlarıyla tercih kampanyasında ciddi bir dayanışması oldu. Sözşöhreti esirgemeyen bir hanımefendi. Türkiye ile olan münasebetlerini dört başlıkta öne çıkarmayı özellikle ifade etti. Bu başlıklardan biri ‘enerji mevzusunda dayanışmayı artırabiliriz.’ Öğreniyorsunuz ENI onların en ehemmiyetli enerji işletmeyi. Göç mevzusu onların da bizim gibi kasvette olduğu bir mevzu. Bunun dışında ‘korunma sanayine müteveccih ilişkileri bundan sonra daha da artırabiliriz’ dediler. Bunun üzerinde durabiliriz özellikle. Korunma sanayii ile alakalı natürel SAMP-T mevzusu ehemmiyet talep ediyor. İtalya ile Avrupa Birliği’nde gelecek destek de ehemmiyet talep eden mevzuların içerisinde. ‘İtalya’da biz şu anda iyi geldik, rakamsal olarak iyi bir konumdayız’ dedi. Bu noktada da Avrupa’da dayanışma içerisinde olacağımız bir ülke. Uzun zamandır İtalya ile münasebetlerde bir zayıflama vardı. Bunu yine bir canlandırma konumuna gelebiliriz. Bu mevzuda uzlaşmamızı orada karşılıklı olarak tekrarladık ve İtalya ile adımlarımızı da bu biçimde allahın izniyle atacağız.

ESAD İLE GÖRÜŞME OLUR MU? “TERCİHTEN SONRA SİL BAŞTAN YAPABİLİRİZ”

Türkiye Körfez ülkeleriyle ilişkileri olağanlaştırdı. Mısır’la da çözüm noktasında diplomasi çalışmaları var. Siz ‘Müddeti, saati geldiğinde Esad’la da konuşabiliriz’ demiştiniz. Bu açıklamanızın ardından Rusya ‘Böyle bir görüşme olursa, ev sahipliği biz yapabiliriz’ demişti. Bu iki ülke ile alakalı son büyümeler ne gidişatta?

Politikada ebedi olarak asabilik, dargınlık, darıllık olmaz. Müddeti, zamanı geldiği anda oturur, değerlendirir, ona göre de bir yenilemeyi yapabilirsiniz. Şu anda Türkiye olarak bu mevzularda zahmetli olduğumuz ülkelerle ilişkileri yine ele alabiliriz. Hele hele haziran tercihinden sonra bir sil baştan yapabiliriz. Ve buna göre de yolumuza allahın izniyle o biçimde devam edebiliriz.

TOGG’DA GENÇLERE ÖZEL KAMPANYA OLUR MU? “HENÜZ KONUŞULMADI”

Yerli taşıt TOGG en çok da gençler tarafından alaka görüyor. Satışa sunulduğunda gençlere özel bir kampanya olacak mı?

Şöyle bir son noktaya gelsin; pazarlama süreci içerisinde, pazarlama teknikleri açısından orada belki böyle bir şey de düşünülebilir ama şu anda henüz konuşulmuş bir mevzu değil. Natürel tam maliyet incelemeleri vesaire yapıldıktan sonra bunların muhakkak bir yol haritası var. Bu yol haritasına göre de hangi müddette, hangi sayılarla bunu piyasaya sürelim, ne zaman bu maliyetler değişik bir hal alabilir, bunları o çalışmalardan sonra açıklayacağız.

“AKŞENER İLE KILIÇDAROĞLU ZİYARET ETMEK İSTİYORLAR, NEDEN OLMASIN DEDİK”

TOGG ile alakalı ufak bir ekleme yapabilir miyim? Dediniz ki ‘6’lı masadakilerin yerli ve ulusal mevzularda duruşlarını gözden geçirmesi gerekiyor.’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de hakikatinde TOGG’un Gemlik Yerleşkeyi’nün açılışına misafirlerdi ama gelmediler.

Şimdi ziyaret etmek istiyorlar. Niçin olmasın dedik.

Gelselerdi beraber resim verir miydiniz?

Bizim kimseyle alıp veremediğimiz yok. Bunlar bir kere -Bay Kemal başta olmak üzere- yakalatmış Külliye alt, Külliye yukarıya… Nasıl olduysa bir kere geldi. Gel dost, gel. Burası benim kişisel malım değil. Burası bu halkın. Burası hizmet mekânı. Ama yok, yakalattı kafaya onu, o biçimde gidiyor. Şimdi TOGG’la alakalı da hani diyordu ya ‘Nerede fabrika?’ Şimdi gelmek istediklerini söylediler. Emretsin gelsin dedik. Aynı biçimde Meral Hanım da istemiş, o da emretsin gelsin. Dolaştırın, görsünler; tam o robotik sistemleri, cihazları, o vasıtaların tabandan tavana kaynaklarından öteki tam harekâtlarına varıncaya kadar nasıl yapıldığını görsünler. Biz bundan mutlu oluruz. Geleceklermiş.

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BENZER HABERLER