İstanbul’da İstiklal Caddesi’ni hedef alan adi terör örgütü, 6 masum sivilin vefatına, 81 şahsın da yaralanmasına neden olmuştu. Kanlı hücumun ardından yapılan çalışmalarla Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki terör hedefleri Pençe Kılıç Harekatı ile tek tek vuruldu. Büyük darbe alan PKK, bu defa da güney hudutlarının ötesinden ateşledikleri roketlerle yeniden sivilleri hedef aldı. Gaziantep’in Karkamış ilçesine düşen roketler, 1’i çocuk 1’i hoca 3 bireyin şehit olmasına neden oldu. Atakla alakalı HDP, 11 saat sonra bir açıklama yayınladı. HDP, açıklamasında parti olarak Kobani ve Rojava’yı korunmaktan ve sahiplenmekten bırakmayacaklarını vurgularak “Bugüne kadar Rojava’dan Türkiye’ye müteveccih tek bir atak bile olmamıştır.” dedi. HDP’den yapılan “İktidarın savaş tuzağına düşen ve destek veren herkes Türkiye’nin çekilmek istediği imhanın da parçası olacaktır” başlıklı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Merkez Yürütme Heyetimiz, Kobanî başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye kentleri ile Federe Kürdistan Bölgesine müteveccih hava ataklarını değerlendirmek üzere Eş Genel Başkanlarımız başkanlığında fantastik buluşmasını asıllaştırmıştır. Buluşmada, devreye sokulmak istenen yeni atak konsepti ile Taksim başta olmak üzere bunun için tezgahlanan büyümeler ele alınmıştır. AKP-Milliyetçi Hareket Partisi blokunun Türkiye uluslarına dayattığı otoriter rejimi sürdürmek, kendi iktidarının ömrünü uzatmak ve bekasını gözetmek için yürüttüğü savaş siyasetlerinin cemiyete kaybettirdiği, ulusu fukaralığa mahkum ettiği ve geleceksizliğe çektiği tespiti yapılan buluşmada; bu siyasetlerin aynı zamanda bölge milletlerinin yaşamını hiçe saydığı, Kürt ulusu başta olmak üzere bölge uluslarına husumet barındırdığı tespiti yapılmıştır. Yürütülen münakaşalar neticesinde Merkez Yönetim Kurulu’mızda şu neticeler ve değerlendirmelere varılmıştır: Öncelikli olarak Antep’in Karkamış ilçesi başta olmak üzere yaşamını yitiren vatandaşlarımızın ailelerine taziye dileklerimizi iletiyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Karkamış’ta yaşananlar, savaş siyasetlerinin kendisiyle birlikte getireceği kabul edilemez acıların somut bir göstergesidir. Bizim barış siyasetimiz tek bir insanımızın burnunun kanamaması içindir, iktidarın cemiyeti acılara çeken politikasını durdurmaya müteveccihtir. Taksim’deki kırımın karanlık ve şaibeli yanları aydınlatılmamıştır, onlarca sual işareti ve paradoks varlığını sürdürmektedir. Buna karşın iktidarın kırımdan Kuzey Suriye Özerk bölgesini mesul yakalaması ve ilk elden Kobanî’yi işaret etmesi, evvelden hazırlığı yapılan dünkü hamlelere ve savaş siyasetlerine zemin yapılmak istenmiştir. Senelerdir Kürt husumeti, cemiyetsel kutuplaştırma ve savaş siyasetleriyle varlığını sürdürmeye çalışan AKP-Milliyetçi Hareket Partisi iktidarı, tercihlere yanaşırken iktidarını gözetmenin tek vasıtayı olarak savaş politikasını görmektedir. Kuzey-Doğu Suriye’ye müteveccih hava atakları ve işgal tehditleri AKP-Milliyetçi Hareket Partisi iktidarının tercih kampanyasıdır. İktidarın emeli politikayı savaş siyasetleri üzerinden tekerrürden dizayn etmektir. Kuzey-Doğu Suriye uluslarına müteveccih harekât ve atak dalgası aynı zamanda muhalefete ve Türkiye milletlerinin geleceğine müteveccih de bir tuzaktır. Seçenek efor olma iddiası taşıyan ve Türkiye’nin geleceğini düşünen tüm muhalefet odaklarının bu tuzağa düşmemesi gerektiğini bir defa daha vurguluyoruz. İktidarın bu siyasetlerine alet olan kesimlerin tarih karşısında ve Türkiye cemiyeti nezdinde de mesul olacağını andırdırmak istiyoruz. Kürtlerin ve Rojava’da yaşayan değişik milletlerin beraber kurduğu demokratik kadın hürlükçü sistem, Ortadoğu’nun demokratik geleceğinin güvenceyidir, hürlüğün simgeyidir. Rojava’yı ve IŞİD vahşetine karşı insanlığın simgeyi olan Kobanî’yi korunmak evrensel insanlık kıymetlerini korunmaktır. HDP olarak Kobanî’yi ve Rojava’yı korunmaktan ve sahiplenmekten bir an dahi bırakmayacağız. AKP-Milliyetçi Hareket Partisi iktidarının iddia ettiği gibi Kuzey-Doğu Suriye’deki yaşam ve idare modeli Türkiye için bir tehdit değildir. Bugüne kadar iktidarın her türlü savaş siyasetine ve suratlarca sivilin yaşamına mülk olan atak ve işgal teşebbüslerine karşın Rojava’dan Türkiye’ye müteveccih tek bir atak bile olmamıştır. Ancak iki gün evvel Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hakikatleştirilen hava hamlesinde, medyaya yansıdığı gibi su ambarları, elektrik yapım kuruluşları, sağlık kurumu ve hububat depoları gibi milletin yaşam alanları büyük zarar görmüştür. Türkiye’deki tüm vicdan sahibi insanları ve eforları, iktidarın savaş tuzağına karşı durmaya, meselelerin savaş ve atakla değil diyalog ve barışçıl yollarla çözülmesini sağlamak için gayret etmeye çağırıyoruz. HDP olarak tam bu oyunların boşa çıkarılması, Türkiye’nin bu savaş ve çatışma cenderesinden çıkması ve demokratik bir geleceğin inşa edilmesi için üzerimize düşen her türlü mesullüğü yerine getirmeye hazırız. Bunu yaparken haklının yanında durmaktan, demokratik olanı korunmaktan ve inandığımız kıymetler kaderine gayret etmekten asla bırakmayacağız.”