Bedenimizdeki her uzuv, kuşkusuz bir işleve sahiptir. Sıhhatli bir yaşam için her parçamızın meselesiz işlemeye gereksinimi vardır. Minik büyük farketmeksizin her bir uzuv, hayati ehemmiyete sahiptir. Damağın arka kısmında sallanır halde bulunan, ağzın bütün olarak açılmasıyla beraber görülen, palatine uvula olarak da adlandırılan bir et parçası olan “minik dil”, gerçeğinde et parçasından çok daha aşırısı. Bu küçük et parçası uzun seneler süresince bilim insanları tarafından incelendi ve ne işe yaradığı hakkında araştırmalar yapıldı. Mahiyeti ebadından büyük olan minik dilin işlevlerini beraber araştıralım. Minik dilin beden için sağlamış olduğu bir hayli misyon bulunmaktadır; Konuşma ve yutkunma sırasında yukarıya doğru hareket ederek havayolunu kapatan bir kapakçık vazifeyi üstlenmektedir. Böylece buruna ve genize rastgele bir cismin kaçmasını yasaklamaktadır. Sesi titreştirme özelliği bulunmaktadır. Bu sebeple telaffuz etmeyi sağlar. İspanyolca ve İbranice gibi bazı dillerin konuşulmasında oldukça tesirlidir. Yemek yerken gıdaların soluk borusuna kaçmasını yasaklamaktadır. Minik dil sesin düzgün çıkmasını sağlar. Aynı zamanda harflerin keskin bir biçimde söylenmesini de sağlar. Minik dil de tıpkı bademcik ve damak gibi bedene giriş yapan ağız yolu enfeksiyonları ve bakteriler ile savaşır. Öğürme refleksini sağlar. Fazla tükürük salgılanmasının da önüne geçmektedir.