Fahiş maliyet müzakeresinde tansiyon düşmüyor! Aralıksız zam yapılır mı?Fahiş maliyet müzakeresinde tansiyon düşmüyor. Marketler artan girdi maliyetlerini gösterip “Biz fahiş maliyetli yafta koymuyoruz” diyor. Bazı ürünler haftadan haftaya hatta günden güne zamlanıyor. Yurttaşlar da ‘Her gün yafta değişir mi’ diye soruyor. Uzmanlar ise “Bazı ürünlerde maliyetten kaynaklı çoğalış olağan ama piyasada arkası amaçlı zamlar da var” diyor.Son aylarda en büyük müzakere mevzularının başında market raflarındaki ürünlerin maliyetlerinde yaşanan metamorfozlar ve bu metamorfozun sebepleri yer alıyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere hakimiyetleri sıkılaştıracağız. Tam mesele bu maliyet değişikliklerini gidermenin yollarını arayacağız. Bir Hayli ünitelerde ekonomide değişiklikler var. Zincir marketlerle alakalı hakimiyetleri sıkılaştıracağız, maliyet değişikliklerini gidermenin yollarını bulacağız, takibini yapacağız” açıklaması mevzuyu yine gündeme taşıdı.Besin Perakendecileri Derneği Başkanı Galip Aykaç, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, “Organize perakendede kâr edenlerin azamisinin ettiği kâr yüzde 4’cins. Onu tamamını da verseniz enflasyon alt gelmez. Bunu dahi dahi 1’e alıp 3’e satıyorlar, 4’e satıyorlar diyecek kadar alçalan gazetecilere, oda başkanlarına diyorum ki, bu yosunu harekâtınızın yurttaşta karşılığı yoktur” ifadesini kullanarak; domatesin tarladan 0 liraya alınsa dahi markete gelene kadar maliyetinin 7.5 liraya eriştiğini söylemişti.Peki hadisenin tarafları ve uzmanlar ne diyor? Organize perakendeciler maliyetleri kendilerinin tanımlamadığını, tarımsal girdilerin yüzde 138 çoğaldığını ve yüksek maliyetler içinde en düşük kâr marjı ile çalıştıklarını söylüyor. Ürünnam tarla maliyetinin yüksek olduğunu belirtip yüksek mazot, kira ve personel giderlerini işaret ediyor. Yurttaş ise rafta gördüğü yaftadaki yüksek ve maliyetten ve bu maliyetin aralıksız yükselmesinden usanmış vaziyette. Uzmanların bir kısmı da bu çoğalışların emin kısmının girdi maliyetlerinden dolayı doğru olduğunu ancak arkası amaçlı bireylerin emin ürünlerde ‘yurttaş nasıl olsa satın almak zorunda’ diyerek haksız zamlar yaptığını bunun da piyasayı bozduğunu ifade ediyor. Esnaflar ise özellikle büyük marketlerin emin bir girdi ile aldığı ürünü, girdi giderleri değişmeden 2-3 kere zamlı maliyetle sattığını söylüyor. Yurttaşlar raflardaki bir günün öbürünü yakalamadığını bu kadar süratli ve yüksek maliyet başkalaşımlarını kavramakta zorlandığını ifade ediyor. Maliyetlerin geçmiş yarıyıldaki başkalaşımlarını bir grafik halinde kullanıcılara sunan Akakce.com ve Cimri.com’un bilgilerine göre 1 Ocak günü 25,90 lira olan 1 kilogram kuru fasulye, mayıs ayında 35 liraya eylülde 48 liraya, ekimde 52 liraya, kasımda 60 liraya çıkıyor. Yeniden 1 ocak günü 37.5 liraya satılan 500 gr kaşar peyniri, mayısta 70 liraya, eylülde 106 liraya, kasımda ise 111 liraya çıkıyor. Ocak ayında 70 liraya satılan 32’li tuvalet kağıdı ise şubatta 100 liraya, mayısta 120 liraya, eylülde 150 liraya, ekimde 180 liraya, kasımda 199 liraya, aralıkta ise 209 liraya çıkıyor. Ocak ayında 19 liraya satılan bir diş macunu, martta 40 liraya, eylülde 65 liraya, kasım sonunda ise 90 liraya çıkıyor. Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği ETÜ Öğretim Azası Doç. Dr. Atılım Murat:Tüm pahalılığa karşın yurttaşların tüketimi çok güçlü izliyor. Enflasyonda düşüş olmadığı için gereksinimler aralıksız öne çekiliyor. Bu yiyecekte de giyimde de böyle. Daha pahalı olacak görüşü bu arzı kuvvetlendiriyor. Maliyet çoğalışlarında üretici girdilerinin çok ehemmiyetli bir rolü var. Bunu görmezden gelemeyiz. Üretici girdileri bazı kalemlerde rekor kırıyor, bu da maliyetleri ister istemez yukarıya sürüklüyor. Üstünde durmamız gereken bir maliyet karmaşası var. Mesele de burada zati. Bazı ürünlerin maliyeti haklı olarak kimilerinin haksız olarak çoğaldırılıyor. Bir kargaşa var. Bunu alışveriş yapan herkes gözlemleyebilir. Yaftaya ne koyarsam satıyor görüşü ile arkası amaçlı hareket edenler piyasayı etkiliyor. Bazı ürünlerde aralıksız zam olamaz. Ama bunun tespiti de çok güç. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken:“Her alanda maliyetler çoğalıyor. Ancak bir ürüne her gün ya da sıklıkla zam yapılmaz. Bazı ürünlerin imal süreçleri bu zamlara müsait. Ancak büyük marketler emin bir girdi ile aldıkları ürünlere daha yenisi gelmeden 3-4 kere zam yapıyor. Tarladan rafa kadar tüm sistemi hakimiyet altında yakalıyor. Bir bakkal, bir kasap da aynı girdi maliyetleri ile işletiyor iş yerini. Ama bu kadar sıklıkla zam yapmıyor.”‘MALİYETLER DENGELENECEK’Reis Besin İdare Heyeti Başkanı Mehmet Reis:“Üreticinin girdi maliyetleri ne kadar alta inerse maliyet çoğalışını da önlemiş olursunuz. Maliyet çoğalışlarına müteveccih raflar hakimiyet ediliyor ama reel nedenler üzerinde durmamız gerek. Toprak Mahsulleri Ofisi ehemmiyetli adımlar atıyor, iş yaşamımda ilk kez bu yıl alım maliyetleri yukarıya doğrultulu açıklandı. Üreticinin kâr etmesi, harcayıcının da uygun maliyete ürün alması için çaba ediyoruz. Maliyet çoğalışları bir balansa gelecek; pirinçte, fasulyede, balanssızlık yaşıyoruz. Bazı marketlerde değişik maliyetler olabiliyor ama bu da değişik yarıyıllarda yapılan alımla ilgili. Geçtiğimiz haftalarda Bakan Vahit Kirişci ile görüşmemizde kendisi, ‘gelecek 6 senenin imal tasarısını yapacağız; ekilmeyecek arazi kalmayacak’ dedi, buna çok mutlu oldum.”
HANGİ GİRDİLER ETKİLEDİ?KÜRESEL ekonomide yaşanan büyümelerin Türkiye’ye tesiri yüksek kur sebebiyle daha sezilir oldu. Hammadde ve enerji maliyetlerindeki yükseliş üreticinin girdi maliyetlerini, harcayıcıların da uygun maliyetli ürünlere ulaşımını güçleştirdi. Son açıklanan bilgilere göre, enflasyon senelik yüzde 85.51’i gördü. ÜFE ise senelik yüzde 157.69 çoğalış kaydoldu. Tarımsal girdi enflasyonu yüzde 138’i aşarken; tarım ürünleri ÜFE de yüzde 163.32 arkasıydı. Hükümet yüzde 50.5’lik zammın üzerine yüzde 30’luk bir ara zam daha yapmış ve minimum fiyatı 5 bin 500 TL olarak tanımlamıştı. Yıl başında 70 Dolar seviyelerinde olan brent petrolün varil maliyeti savaşın ardından 110 dolarları görürken, uzun zamandır 90 dolar seviyelerinde izliyor. Türkiye’de ise motorin maliyetleri son bir senede yüzde 130’a yakın arkasıydı ve son olarak 22 lira seviyesine geldi.‘GÖRÜLMEMİŞ BİR SÜREÇTEYİZ’PERDER İdare Heyeti Azası İhsan Biçen:Bir kabahatli bulmaya çalışmadan evvel hakikat ve doğrunun peşinden gitmeliyiz. Hepimiz ülkemiz için iyi şeyler istiyoruz. Şu anda ülkemizde şahıs başına düşen market rakamı Avrupa’nın üstünde. Bu da rekabeti artırıyor, cemiyet için bu vaziyet hakikatinde iyi. Herkeste ‘daha ucuza vermezsem alıcımı kaybederim’ fobisi var. Marketlerle alakalı algının buraya gelmesi olağan. En cehaletimiz dahi fırsatçılık yapmaz, alıcınız varsa varsınız, yoksa yoksunuz. En miniğinden en büyüğüne kadar daha ucuza satmayı düşünüyor tüm marketler. Harcayıcılar da haklı, öyle bir yarıyıldan geçiyoruz ki yeni jenerasyonun yaşamında görmediği süreçteyiz. Harcayıcımız çok haklı tenkit etmekte ama sorunlarn kökten çözülmesi gerekiyor. Gübre, lojistik, pahalıysa hepimiz bunun çözümüne odaklanmalıyız. ‘Kabahat sende’ demek sualin çözümü değil.”‘İSTESEK DE ARTTIRAMAYIZ’Besin Perakendecileri Der. YKÜ Erdal Tüfekçi:“Market rafındaki ürünlerin imal maliyetlerinde, emtiada, enerjide, lojistikte maliyet çoğalışları var. Elektrik giderleri, artık kiraların üzerine çıktı. Maliyet çoğalışlarında biz en son ulusayız, satın alıyoruz, maliyet tanımlayan tarafta değiliz. Ayrıca perakendeciler de kendi arasında rekabet içinde, bu da enflasyonun artmasını yasaklıyor. Günlük kategorideki sebze, meyve, et ve süt ürünlerinde, mantı, yufka gibi ürünlerde maliyetler günlük tanımlanıyor. Üretici kendi maliyetlerine göre maliyeti tanımlıyor ya da yumurta borsarsı ne diyorsa biz ona göre maliyet koyuyoruz. Her sektörde Zam aralığını sıklaştıran fırsatçılar çıkabilir. Organize Perakende dışında birileri ürün alıp stokluyor olabilir ama bunu yapabilmek için ekstra depolama ve işlem maliyeti lüzumlu. Tek bir fırsat için böyle bir maliyet çoğalışına girmek muhtemel değil.”
Haberle alakalı daha aşırısı: