Bakan Soylu’dan deprem bölgelerindeki son duruma ilişkin önemli açıklamalar

Genel - Şubat 23, 2023 2:45 am

Bakan Soylu’dan zelzele bölgelerindeki son gidişata ait ehemmiyetli açıklamalarİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli zelzelelerdeki son gidişatla alakalı açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, afet bölgesinde yapılan desteklerde ayrımcılık yapıldığı iddialarına cevap vererek, “Burada Sünni ve Alevi kardeşlerimiz var. Burada herkes var. ‘Oraya çadır veriyorlar, buraya çadır vermiyor’. Bunun yapılması insanlık dışı. Böyle bir şey yapılabilir mi? En çok çadır Hatay’a geldi” ifadelerini kullandı. zelzele bölgelerindeki son gidişata ait açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Haber özel yayınında merak edilen sualleri cevapladı.Bakan Soylu’nun açıklamalarından satır başları:Başımız sağolsun. Son 2,5 3 senede çok büyük afetler yaşadık. Su Baskınından yangınına kadar çok büyük afetlerle karşı karşıya kaldık. İlk gelen haberler bize afetin büyüklüğünü sezdirdi. AFAD Başkanı telefonla aradı ve Maraş ve Osmaniye hattında zelzele olduğunu ve büyüklüğünün çözülmediğini söyledi. 7’nin üzerinde olduğuna dair bir bilgi gelince, ciddi bir neticeye yol kalemtıraşı duygusu beni kapladı. Cumhurbaşkanımızı aradım ve bu bilgiyi verdim. Oradan hemen şehirlerdeki genel tabloyu almaya çalıştık. Bir Hayli şehirle alakalı gelen tabloyu alınca epey bir yaygın hale döndüğünü gördük. Alakalı dostlar AFAD’ta toplandı. Sonra Fuat Bey aradı. ‘AFAD’a geçiyoruz’ dedim. Öteki bakan dostlarımızla AFAD’a geçtik. İlk değerlendirmeye göre 4. seviye beynelmilel seviyeyi ifade edelim ve takviyeye çıkalım dedik ve çıktık. Cumhurbaşkanımızın bilgisi dahilinde şehir dağılımı yaptık ve hepimiz yola çıktık. Sağlık ve Adalet bakanımızla birlikte aynı uçaktaydık. Kahramanmaraş’a inmeye çalıştık, kapalıydı. Gaziantep’e indik.“HEMEN ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARINA BAŞLADIK”Benim her yerde sezdiğim benzerdi. Maraş, Adıyaman, Gaziantep’i görünce de sezdiğimiz benzerdi. İnsanlarımız yaşamlarını kaybetti, uygarlığın en ehemmiyetli kolonlarını kaybettik. Bunu zelzele olarak değerlendirmek benim zekamda bütün anlaşmıyor. Hatay şöyle olmuş, kalkmış, bu tarafa gelmiş. Hatay’ın içerisini dolaşırken, binaların birbirine girdiğini, ciddi bir tahribat yaptığını gördük. O duygu apayrı bir şey. Savaşın çok daha üstünde bir tabloyla karşı karşıya kalıyorsunuz. İnsanlar sizden bir şey bekliyorlar. Uykusuz bir şahsa daha erişmenin içerisinde çaba yapıldı. Bizim nesil gördü, bir başka nesil görmesin. Burada bir devletin ulusuyla birlikte nasıl bir tamlık olduğunu gördük. Hava koşulları ağır, havalimanları kapalı, telefonlar, elektrik natürel gaz hiç bir şey söz mevzusu değil. Hemen arama kurtarma çalışmasına başladık. 26 bin enkaz ve devrilmiş bina. Bunun her birinde arama kurtarma çalışması yapılması gerekli.“100 BİN KONTEYNIRIN ALTYAPISI OLUŞTURULUYOR”Kahramanmaraş’a niçin inemedik diye hayıflandık. İnsanlar dayanak arzında bulunuyordu. Biz de onlara ‘Size yetişeceğiz’ dedik. Sahanın ne vaziyette olduğunu görmek istiyorduk. AFAD’ın şöyle bir gidişatı söz mevzusu. 2022 seneyi bizim afet tatbikat senemiz. Bir Hayli alanda tatbikat yaptık. Yapılmayan alan neredeyse kalmadı. 1 sene evveli afet eğitim senesiydi. Milyonlarca insana eğitim verildi. Her şehrin tehlike eksiltme tasarıları yapıldı. Bir Hayli çalışma afet anına ve sonrasına müteveccih çalışma yapıldı. En son beynelmilel tatbikat yapıldı. Böyle bir zelzele olduğu zaman hangi şehirlerin, hangi kamu kuruluşlarının katılacağına dair alarm verilir. Burada hepsinde alarm verildi. Buraya herkes hareketlendi. Bazısı 10 saatte, bazısı 8 saatte gelebildi. Yanındaki şehirler de göçtüğü için değişik bir senaryo devreye girdi. Tam şehirler hareketlendi. Son 2-3 yıldır devamlı adam yetiştiriyoruz. Sivil Toplum Kuruluşu ve JAK gibi kuruluşlar oluşturuldu. Bunlar yoktu. Ama 26 bin enkazla karşı karşıya kaldığınız an, buna yetişmek emin bir zaman istiyor. Devlet her alana bir biçimde erişti. Burada bu zelzele dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun bunun altından kalkabileceğini düşünmüyoruz. Hollanda’nın 3 katı büyüklüğünde. Fay her yeri etkiledi. Huzursuz etmediği insan kalmadı diyebiliriz. İdlib ve Afrin’de vefata neden oldu, Suriye’nin iç bölümşanı da etkiledi. Bu çerçeve içerisinde Türkiye uzun zamandır bu hazırlığı yapmasaydı, ciddi bir keşmekeşle karşı karşıya kalırdı. 17. günde geldiğimiz nokta şu. Hatay’da 2 bina var. Altında cenazemizin olduğunu düşündüğümüz. Öteki her yerde arama kurtarma çalışması bitti. Konteynerler kurulmaya başlandı. 100 bin konteynırın altyapısı oluşturuluyor.“BÖLGEDE CANHIRAŞ BİR ÇABA VAR”Tüm sağlık kurumular işlevselliğini devam ettiriyor. Kamunun tam eforu sahada. Köylere kadar erişildi. Gidilmeyen köylerin tamamına sorti uçuşlar yapıldı. Besinler geldi, lojistik ambardan dağıtımlar sağlandı. Sağlıkçıların da lojistiği sağlandı. Türkiye, 99 zelzelesini yaşadıktan sonra bir mutasyona gitti. Türkiye, AFAD’la birlikte büyük farklılığa yol açtı. Kılıçdaroğlu, Hatay’da kısmetsiz bir açıklama yaptı. İnsanın Hatay’ı görüp bu açıklamayı yapması uğursuzluk değilse, makûs gayeliliktir. Tam bunları gördükten burada bir likeni çalışması yapılıyor demek ne usla bağdaşıyor, ne vicdanla ne de vicdanla bağdaşıyor. Sahada bir hayli şey yaşıyoruz. Bu zelzelede koordinasyon çok ehemmiyetli. Bölgeye gelen 50 vali, 200’ü aşan kaymakam, şehir müdürleri, belediye başkanları herkes bu bölgede canhıraş bir çaba ortaya koyuyor. Biz büyük bir imtihanda olduğumuzu öğreniyoruz. Çalışacağız ve bunun içerisinden çıkacağız. Sussalar daha büyük katkı gösterecekler. Güya İtalyan hastanesi varmış ve devlet pervasızmış buraya. Kimse oraya geldiğini öğrenmiyormuş. Nasıl bir ülkedir ki ya da o insanlar orayı bulacaklar. İnsanın utanması gerekir. Burada umut bekleyen insanlar var. Burada ‘Ben burada yaşamımı devam etmek istiyorum’ diyen insanlar var. Çocuğa bir sual soruyorum. Zelzeleden korktun mu? Diyor ki ‘Dişlerim titredi.’ Bir insan ‘Bunu çok mübalağa etiyorlar’ diyebilir mi? Türkiye’de diyor.“GÜVENSİZLİK ALGISI OLUŞTURMAK YANLIŞ”Elbistan’da enkazların ve arama kurtarma çalışmasının bitmesi 1 haftayı aştı. Dezenformasyon yapabilirsiniz. Ama bu başka bir şey. Yerkürenin en büyük zelzeleyi bu. 600 bin bağımsız bölüm devrilmiş, acil devrilecek, ağır ve orta zararlı. 600 bin bölümden bahsediyoruz. Ticareti de ilavelerseniz 750 bin bağımsız bölüm. Bunu ‘Mübalağa Etiyorlar’ demek, usu vicdanı bir kenara vazgeçmek demek. Her ayrıntıyı tek tek görüyoruz. Sahayı görüyoruz. Her şeyin üzerinden geçiyoruz. Hepimiz her yerde çalışmaları reelleştiriyoruz. Hatay’dayız. Söyledikleri neydi? ‘yağmalar var’. Yüzde 20 özellikle mülke karşı kabahatlerde eksilme var. Evet 3-4 tane yağma oldu ama mübalağa etiyorlar. Hırsızlık yapanlar da hapsedildi. Evet 3-4 tane münferit hadise olmuş olabilir. Ama öyle manzaralar var ki dükkan market orada duruyor ama kimse değmiyor. Burada güvensizlik algısı oluşturmak yanlış. Burada Sünni ve Alevi kardeşlerimiz var. Burada herkes var. ‘Oraya çadır veriyorlar, buraya çadır vermiyor’. Bunun yapılması insanlık dışı. Böyle bir şey yapılabilir mi? En çok çadır Hatay’a geldi.“DEPREMZEDELERİN TRAVMAYI SIÇRAMASI İÇİN BÜYÜK GAYRET SARF EDİLECEK”Defne ve Samandağ’da herkes yoğun bir çalışma ortaya koydu. Altyapıya kadar her şey bunun içinde. Neyi murad ediyorsunuz? Bizim bunlarla mı uğraşmamız gerekli. Neymiş ‘Buraya niçin imam kazançmış da psikolog gelmezmiş’. Buraya bu hizmeti yapan dostlarımız erişti. İllaki biriyle birini karşılaştırmak, zehirlemeye çalışmak, yapılacak en makûs şeylerden biriydi. Bunu da görüyoruz. Adana’dan da çadır arzı geliyor. Düzce zelzelesinde kimse can vermedi. Orada 30 bine yakın çadır dağıttık. İnsanlar fobilerinden dolayı evlerine girmiyordu. Zelzele korkutucu bir şey. Bu kadar büyük bölgede ağır zararlı, devrilecek binalarda, ve yaşlı, çocuklu bireylerin arzını karşıladık. Herkes çadır arzında bulunuyor. Öncelikler var. Bu önceliğe göre bunu sağlamaya çalışıyoruz. Çadırdan sonra konteynırlara geçiyoruz. 2 ayın sonunda 100 bin konteynerı bitirmiş olacağımız. Uzun müddettir bunla alakalı bir kumpas var. Bu kumpas aynı biçimde devam ediyor. Onların da içerisinde öncelikleri var. Bunlar peyderpey buraya yerleşecek. Aynı zamanda kira dayanağı yapılıyor. Ev sahibi olanlara veriliyor. Bir evi olanlara veriliyor. 5 bin TL destek olunacak. Kiracılara olan takviyeyi 3 bin TL’ye çıkardık. Konteyner kentlerde sosyal donatılar olacak. Burada 1 senelik süreç var. Depremzedelerin travmayı sıçraması için büyük bir gayret sarf edilecek. Bir şey daha hakikatleşti. Dün hesap edildi. Hatay’da milyonlarca kamyon taşıma yapacak. Şehirde iş cihazları çalışacak, aynı zamanda kamyonlar döküm sahalarına enkaz getirecek. Şehrin yeni alanları oluşmaya başlayacak. Köylerin lojistiğini de düşünmek zorundasınız. Buralar tarım dingilli şehirler. Bunu sağlamaya çalışan bir yapıyı da koruyoruz. 1 senelik tasarılama içerisinde bunu nasıl yapacağımız değerlendiriyoruz.KENTSEL DEĞİŞİMZelzelede ben İzmir’in bir bölgesine gittim. Vasıtanın girmediği bir yere gittim. Oraya nasıl erişeceksiniz? Oraya nasıl arama kurtarma çalışması yapacaksınız? Orada hiçbir şey yapamazsınız. Her şeye ‘istemezük’ gözüyle bakılırsa, herkese potansiyel kabahatli olarak bakarsanız, kentsel değişime karşı pozisyon alırsınız. Herkese karşı baraj kurarsınız. Ondan sonra herkesin iş yapabilme yeteneğini kesersiniz. Türkiye’de kentsel değişim kaçınılmaz. Bunu manilerseniz, cemiyetsel barış açısından ve afetlerin yarattığı maliyetler açısında büyük bir uçurum sizi karşılar. Ne Yazık Ki ana muhalefet ‘bu bir husumetmiş gibi, talan ediliyormuş gibi bir anlayış. Bunun kıymeti ödeniyor. Şehirlerin dağda olan ve yeni yapılan bölümlerinde hemen hemen bir şey yok. Şehrin yeni kurulan, şayet yanlış yere kurulmamışsa hiçbir şey yok. Bunları korumadan kentsel değişime karşı olmak, bu mevzuda devamlı mani ortaya koyabilmek doğru bir yaklaşım değil. Şunu söylersin, ‘Kentsel değişimde sen şu usulü uyguluyorsun, ben bu usulü uyguluyorum’ bu tartışılabilir. Hak sahiplerinin kimileri ve sorunu ideolojik olarak bir noktada tıkıyorlar, orası dönüşmüyor ve böyle bir afetle karşı karşıya kalındığında da kıymeti herkes ödüyor. Ana muhalet partisi bunu hep yapıyor. Manayı nedir kavramış değilim. Bu uzun zamandan beri var. Maliyetini ulus ve çocuklar ödüyor. Kentsel değişim başlı başına bir iş. Bina sahibini ikna edeceksin, oturanı ikna edeceksin, bunu yapacak büyük bir ihtimal olacak. Sosyo ekonomik sisteme uygun işler yapacaksın. Tam bu etkenleri bir araya getirmek kolay değil. Getiriyoruz, onu da yasaklamak için her şeyi yapıyorlar. Benim düşüncem, Türkiye’nin bu mevzuda re’sen temkin uygulamasıdır.“ZELZELELERDE 43 BİN 556 YURTTAŞIMIZ YAŞAMINI KAYBETTİ”Kahramanmaraş merkezli zelzelelerde 43 bin 556 yurttaşımız yaşamını kaybetti. Bu ulus başka bir millettir, asaletli bir millettir. Kederimiz var mı, var. İnsanlarımız kaybettik. Ama bu bizim umudumuzu ortadan kaldırmaz. Herkes burada. İşimizi tamamlamadan burada gitmeyeceğiz. Diyeceğiz ki şehir sizindir şehir size emanet. Anne tarafından akrabalarımız var Kırıkhan’da. Zamanında buraya gelmiş anneannemin yakınlarında kayıplar var Kırıkhan’da. Buraya geldiğimizde tanıştığımız insanlarımız var. Yakınlarımız var. Kırıkhan’da var, kayıplarımız var. Ama öyle bir metanet var ki, annesini, babasını, kardeşini kaybetmiş ama umudu arıyor. Bu umudu ne olur söndürmesinler. Bu makûsluğu bu ulusa yapmasınlar. En azından hiç olmazsa emin bir yarıyıl susmayı sınasınlar. Gerçekten asıllıkla alakası olmayan şeylerle karşı karşıyayız.OLASI İSTANBUL ZELZELEYİİstanbul’da her şey kuvvetlendirilmeye çalışıldı. Şehrin ekseni değiştirildi. Kuzey Marmara Otobanı olmadan, havalimanı olmadan, İstanbul zelzelesiyle karşılaştığımızı düşünsenize. Çoğu mektep yenilendi. Mekteplerin büyük bir bölümü barınacak bir alana döndü zelzelede. 700’ün üzerinde Zelzele tatbikatı yapıldı. Bu şehre ne yapılması gerekli diye. Kentsel değişim çalışması yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. İstanbul’da dönüşecek binalar var. Yapısal mutasyona lüzum var. Bunlar hiç dönüşmeden bu zelzeleyle karşı karşıya kalsak, ‘İstanbul’da ne yapabiliriz zelzelede?’ diye düşündük. Buna kezlerce çalıştık. Biz bu zelzeleyle alakalı bir sürü buluşma yaptık. Bizahiti 20’nin üzerinde bu kadar işin içerisinde ben başkanlık yaptım. Her şehirde valiler var. İstanbul’da valililer var. Avcılar’da, Beşiktaş’ta hangi valilerin olacağı emin. Burada en ehemmiyetli iş bu mutasyonun sağlanmasıdır. Bu zelzelenin üzerinden bir hayli birey bir hayli şey söyleyecektir. Arama kurtarma takımlarının rakamını artırmak bizim emelimiz ve artırıyoruz. Avrupa’nın kaç tane arama kurtarma takımı var? Bu zelzele değil, bunu zelzele olarak belirlemek, sorunu bütün olarak anlamdırmamak olur.HATAY’IN DEMOGRAFİK YAPISI DEĞİŞECEK İDDİALARISuriyeli husumeti hemen kabartılıyor. Geleceğe müteveccih evhamlar dile getiriliyor. Böyle bir şeyin olması olası değil. Türkiye hangi demografik yapıyla elindekini vazgeçecek. Türkiye alaka alanlarını tesir alanlarına dönüştüren bir ülke. Hiçbirimizin karşı karşıya kalmadığı bir zelzele. Zelzelenin ilk anından itibaren devlet tüm unsurlarıyla birlikte burada. Devlet tüm kapasitesini buraya yığmış ve 17. günündeyiz. Köylerinden şehirlerine kadar suratlarca değişik hadiseyi yürüten bir yapı var. Bunlar tasarlanmamış olsaydı, bunların her biri birbirine girer ve kargaşa olurdu.YIKILAN BİNALAR VE MÜTEAHHİTLERLE ALAKALI SORUŞTURMALARİlk dakikadan itibaren devletin tüm üniteleri bu mevzuda teyakkuza geçti. Bu şu demektir. Bildiğimiz dinlediğimiz her şahsa yurt dışına çıkış yasağı koyduk. Ve bu işin sonuna kadar gidilecek. Bunun kıymeti her neyse ödetilecektir. 564 kuşkulu tespit edildi. 160’ı hapsedildi. 175’i adli hakimiyet koşuluyla hür vazgeçildi, 18’i ise nezaretine alındı. öbürlerini de arama çalışmaları devam ediyor. Kanıtlar bir araya geliyor. Süreç şöyle işliyor. Aram kurtarma çalışması bittikten hemen sonra savcılık devreye giriyor ve oradan numune alıyor. Bu numuneler tahlil ediliyor. Tam kanıtlara birlikte ciddi bir çalışma ortaya koyuluyor. Ulusumuz müsterih olsun. Birinin hakkını birine vazgeçersek, bunu bize sorarlar. Bunun farkındayız.“YAPILAN TÜM TAKVİYELERİ MUAYENE EDECEĞİZ”3 binin üzerinde dernek şu anda dayanak ediyor. Bunların her biri kıymettardır. Bu istismar olabilir mi? Olabilir. Yurttaşımız şunu öğrensin, yapılan tüm takviyeleri muayene edeceğiz. Bağış ayrı dayanak ayrı. Kampanyayla birlikte dayanak toplayanlara da şunu söylüyorum. AFAD var. Bize bu kadar malzeme gelmesine karşın hiçbir malzeme dışarıya dökülmedi. Gönüllüler getirdi, bir kısmını dağıttılar ve müşterisini olmayanları vazgeçtiler ve öyle bir manzara oldu. Biz onlara derledik. Herkes ben de bir şey sunim demekten ziyade AFAD’a dayanak edildiğinde depremzedelere eriştiriliyor. 3. ve 4. günün sonunda gelen tırlar en ücra noktalara kadar götürüldü. Mesele yalnızca açlık tokluk, sıcaklık soğukluk sorunu değildir. Gönüle değme sorunudur. O mahsullerin o insanlara erişmesi de bir rehabilitasyondur. Hala takviyeye lüzum var. Bir taraftan çadır imalimiz ve sevkimiz devam ediyor, aynı zamanda yurt dışından gelenleri dağıtıyoruz. Çadırdan konteynıra, buradan da konuta geçilecek. Bu 3 periyottaki devamlılığı sağlamalıyız. Onun için bu dayanaklar devam etmeli. Özellikle yiyecek ve hijyen takviyeleri devam etmeli.

BENZER HABERLER