7 Aralık 1958 günü, beş karakter Martin Ailesi, Noel yanaşırken konutlarını dekore etmek için yeşillik toplamak üzere Kolombiya Nehri’ne gitmeye karar verdi. Muhtemelen kısa bir müddet sonra geri dönmeyi tasarlıyorlardı zira bulaşıkları lavaboda ve çamaşırları, çamaşır makinesine vazgeçmişlerdi ancak Martin Ailesi hiçbir zaman geri dönmedi.
Aile kaybolmadan evvel, evin babası 54 yaşındaki Kennth Martin, Noel Baba kılığında komşularına şeker kamışı dağıttı ve bir Noel partisine katıldı. Ailenin üç kızı vardı; 14 yaşındaki Barbie, 13 yaşındaki Virginia ve 11 yaşındaki Sue. Aile, öğleden sonra gezi için krem ve kırmızı renkli otomobilin arda doluştu.
Martin Ailesi kaybolmadan evvel en az iki durak yolculuk yaptı. Portland’a takribî 60 mil uzaklıktaki bir lokantada yemek yediler ve daha sonra benzin aldılar. Ancak ambarı doldurduktan sonra ortadan kayboldular.
Konutlarına geri dönmeyince, ailenin dostları ve komşuları polise haber verdi ancak polis aileye dair hiçbir şey bulamadı. Banka hesaplarında da rastgele bir hareket yoktu.
Ailenin kaybolması ülke genelinde duyurulunca polis bir hayli sahte telefon ve mektupla uğraşmak zorunda kaldı. Yetkililer, ailenin kaybolduğu alanı kerelerce taradı ve en sonunda otomobillerinin lastik izini buldu. Evham verici bir biçimde, izler uçurumdan alta çekiliyor gibiydi. Kayıp Martin Ailesi geri akarsuya mı düşmüştü? Akarsudaki arama zafersizlikle sonuçlanınca bu sual de cevapsız kaldı.
Ailenin kaybolmasından beş ay sonra Mayıs 1959’da polisler, Virginia ve Sue’nun cesetlerini Kolombiya Nehri’nde yüzerken buldu. Vefat sebepleri resmîyete boğulma olarak geçti. Ancak Virginia’ın kafatasında sırlı bir delik vardı ama cesetler çok uzun zamandır sudaydı ve otopsi, buna neden olan olayın sebebini bulamadı.
Martin Ailesi’nin sadece bir azası hayatta kaldı; ailesi kaybolduğunda donanmada görev yapan 28 yaşındaki en büyük çocuk Donald Martin. O sırada, ülkenin öteki ucunda, New York’a görev yapıyordu. Donald, servet işlerini halletmek için gelse de kız kardeşlerinin cenaze merasimine katılmadı.
Donald, o sırada Dedektif Walter Graven’e şunları söyledi: Ailemi öldürecek kimseyi tanımıyorum veya bunun için bir neden yok ama bunun nasıl bir kaza olabileceğini kavramıyorum.
Dedektif Walter Graven, senelerini bu davaya tüketti ve dedektife göre, ailenin kaybolmasında Donald’ın parmağı olabilirdi.
Donald’ı olayla ilişkilendiren ispat ise; ailenin en son canlı görüldüğü yerde ortaya çıkan kanlı bir silah oldu. Silahı bulan millet, onu polise teslim etse de kuşkulu bir biçimde şerif onu asla ispat olarak işlemedi.
Daha sonra dedektifler, silahın Donald Martin ile afallatıcı bir irtibatı olduğunu fark etti. Birkaç sene evvel Donald, ailesinin kaybolduğu yerin yakınında bir spor mağazasında çalışırken, olay yerinde bulunan silah da dâhil olmak üzere birkaç malzeme çaldığı için kovulmuştu. Ancak yeniden de silah, Donald ile ilişkilendirilemedi; her şey bir kuram olarak kaldı.
Davanın soğumasıyla beraber Dedektif Graven anekdotlarına “Kimseden iş birliği alamasam da çözülemeyecek cinayet yoktur” diye yazdı. Ancak, dava hiçbir zaman çözülemedi.
Graven, 1988 senesinde, Donald ise 2004 senesinde hayatını kaybetti. Martin ailesinin ortadan kaybolmasının üzerinden altmış seneyi aşkın bir müddet geçmiş olmasına karşın kimse gizemi çözemedi.
Kaynak: All That Interesting